Kariye Camii

Kariye Camisi Edirnekapı’dadır. Geç Dönem Bizans mozaikleri ve freskleri ile ünlüdür. İlk yapı Konstantinus surlarının hemen dışında bir manastıra bağlı olarak yapılmıştı. Daha sonraları kentin bu bölgesi Theodosius surlarının içme alınmıştır. İlk yapının kalıntılarına günümüzde rastlanmaz. Şimdiki yapı, XI. yy’dan kalmadır. Yapıyı 1077-1081 arasında İmparator I. Alete tos Komnenos ‘un karısının annesi Maria Dukama, dört geniş kemere oturan tek kubbeli plana göre yaptırmış, doğudaki temeller çökünce yenilenmiştir. Doğu yanına bema ve yarım daire biçiminde apsis eklenmiş; batısındaki iç narteks de taşıyıcı özellikleri göz önüne alınarak kemerlerle dört bölüme ayrılmış ve iki kubb. ile süslenmiştir. Bu özentili eklerin XIL yy’m başında Maria Dukania’ nin torunu Sebastokrator I. Komnenos’ca gerçekleştirildiği sanılmaktadır.

Latin istilasından zarar gören yapı II. Adtonikos zamanında (XIV. yy başında) yeniden elden geçirilmiştir. Günümüze gelen yapı bütünü bu dönemden kalmadır. 1315-1321 arasında yapılan eklemeler, güneyde tek netli, tek apsisli bir parakk-lesion (ek kilisecik), kuzeyde uzun ve dar bir dehliz, batıda ise dış nartekstir. Son mimari eklemelerin yanında iç süslemeleri de bu dönemde elden geçmiş, başyapıt niteliğinde mozaikler ve freskler ünlü mimar Büyük Logothetes Thedoros Me~ tokhites’ce düzenlenmiştir.

XVI. yy başlarına değin kilise olarak kullanılan yapı, bu dönemde camiye çevrilmiş, 1765*te önemli bir onarım görmüş, iç süslemelerinin üstü kapatılmıştır. ,

Cumhuriyet Dönemi’nde Vakıflar’ca ve daha sonra Amerikan Bizans Enstitü-sü’nce onarılmıştır. Günümüzde müze olarak kullanılmaktadır.

Kariye’nin mimari özelliklerinin karmaşıklığından doğan bir üstüstelik göze çarpsa da mozaik ve freskler erken Rönesans’ı duyurucu bir gerçekçi anlayıştadır. Bizans resim sanatının daha önceki durağan özellikleri, yerini bir mekân anlayışına, derinlik ve devinime bırakmıştır. Sahneler ve kişiler doğa ile insanın bütünleşebileceğini gösteren bir anlayışla düzenlenmiştir. Bu açıdan yapıda çağının mozaik ve fresk sanatının çok önemli örnekleri görülmektedir.

Kilise öğretisine göre canlandırılmış ve guruplandırılmış resimler konulan açısından altıya ayrılabilir:

1. Dış ve iç nartekslerde yapıyı sunma ve Tanrı’ya adama sahneleri;

2. iç narteksin iki kubbesinde İsa’nın yaşamından sahneler;

3. İç narteksin ilk üç bölümünde Meryem’in yaşamından sahneler;

4. Dış narteksin dilimlerinde İsa’nın bebeklik döneminden sahneler;

5. Dış narteksin tonozlarında ve iç narteksin dördüncü bölümünde İsa’nın peygamberlik döneminden sahneler;

6. Naosta Meryem’in ölümünü gösteren önemli bîr pano.

Parakklesiondaki fresklerde yapının anıt-mezar işlevini yansıtan bir konu bütünlüğü görülür. Mozaiklerle fresklerin aynı ustanın elinden çıktığı sanılmaktadır Üst sıradaki resimler Dünya’daki Hayat’ı, Diriliş’i, Mahşer Günü’nü, Cennet ile Cehennemi ve İsa’nın Anası’nın dünya ile cennet arasında simgesel bir köprü görevini yerine getirdiğini gösterir. Ait sırada ise Hıristiyan azizleri ve şehitleri betimlenmiştir. Kimi sahnelerin altında, tam okunamamakla birlikte, Tevrat ve İncil’den bölümler vardır. Aynı mekânda Theodoros Metokhistes’in ve o dönemin başka önemli kişilerinin gömütleri bulunmaktadır. Resim ve fresklerin yerleştirilmesinde kullanılan çevre süslemelerinin motif ve istifleme açısından iç düzenlemeye büyük katkıda bulundukları ayrıca dikkati çeker.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir