Edirne

Edirne İli, Marmara Bölgesi’nin Trakya bölümünde bulunmaktadır. Trakya’da, İstanbul’dan sonra ikinci büyük ildir.

Meriç Havzası’nda yer alan il toprakları, 40° 30′ ve 42° 00′ kuzey enlemleri ile 26° 00′ ve 27° 00′ doğu boylamları arasında kalmaktadır.

6.276 km2′lik alanıyla Türkiye topraklarının % 0,8′ini kaplayan ilin merkezinin denizden yüksekliği, yaklaşık 41 m’dir.

İlin doğusunda Kırklareli’nin Pehlivanköy, Merkez ve Kofcaz; Tekirdağ’ın Malkara ve Hayrabolu; Çanakkale’nin Gelibolu ilçeleri; batısında Yunanistan; kuzeybatısında Bulgaristan; güneyinde ise Ege Denizi bulunmaktadır.

Türkiye’nin batı sınır topraklarının önemli bir bölümünü içine alan Edirne İli’ nin Bulgaristan’la 88 km’lik bir sınırı vardır. Bulgaristan’la olan sınır, Kırklareli il sınırından başlar, Tunca Irmağı’nı keser ve güneybatı yönünde uzanarak Meriç Irmağı’ nda sona erer. Burada Türk, Bulgar ve Yunan sınırları birleşir.Meriç Irmağı ilin Yunanistan’la sınırını oluşturur. İrmağın doğu yakası Edirne, batı yakası Yunanistan’dır. Ancak, Karaağaç ve Bosna köylerini içine alan toprak parçası, Meric’in batısında kalmasına karşın, Edirne’nindir. Edirne-Yunanistan sınırının uzunluğu 204km’dir. Bu sınır, Enez’de sona erer.

Edirne toprakları genel olarak geniş düzlükler ve basık tepelerle kaplı bir havzadır. Bu havzayı batıdan Meriç Vadisi ve bu vadide akan Meriç Irmağı böler. Havza, kuzeydoğudan Istranca Dağları (Yıldız Dağları) ile çevrilmiştir. Yunanistan ve Bulgaristan topraklarında da süren Meriç Havzası’nı batıdan kuşatan Rodop Dağları, Edirne’nin kuzeybatısında Istranca Dağlan’na iyice yaklaşır. İl topraklarının doğusu geniş düzlükler, Uzunköprü ve Koru Dağlan’yla çevrilidir. Güneyi ise, Saros Körfezi’yle sınırlanır.

% 96’sını tarıma elverişli alanların oluşturduğu il topraklarının yaklaşık % 78′i platolar durumundadır. Ovalar ise il topraklarının % 17’sini kaplamaktadır.

İli, yeryüzü şekilleri bakımından çeşitlilik gösterir. Bu çeşitliliği, farklı yükseltiler gösteren dağ ve tepeler ile, daha az yükseltide olan platolar ve ovalar oluşturur. İlin kuzey ve kuzeydoğusu ile güney ve güneydoğusu dağlar ve platolarla kaplıdır. Bu iki dağlık alan arasında kalan ve Ergene Irmağı’nın kollan ile yarılmış, az eğimli, engebeli alanlar Trakya peneplenini oluşturur.

Meriç Havzası’nın yükseltisi fazla değildir. Yapılan hesaplamalara göre Trakya’ nın ortalama yükseltisi 180 m’dir. Bu değer, Türkiye’nin 1.132 m olan ortalama yükseltisinin çok altındadır. Trakya’da yükseltisi 0-250 m arasında olan yerler, bölge genel yüzölçümünün % 83′ünü oluşturur. Bu oran, Meriç Havzası’nda bulunan Edirne’de daha da yüksektir.

EDİRNE DAĞLAR: Edirne İli’nde dağlar fazla yer kaplamaz. İli, Istranca Dağları kuzey ve kuzeydoğudan, Uzunköprü Dağlan doğudan, Koru ve Çandır dağları ise güney ve güneydoğudan kuşatır.

ISTRANCA DAĞLARI: İstanbul Boğazı’nda Karadeniz Dağ Sırası’ndan ayrılan ve Karadeniz kıyısı boyunca Bulgaristan anırma doğru uzanan Istranca Dağlan’nın yükseltileri, Tunca Havzası’na yaklaştıkça azalır. Istranca Dağlan’nın en yüksek yeri il sınırlan dışında, Kırklareli ile Demirköy arasındadır. Buralarda bile, ortalama yükseltisi 1.000 m’yi geçmez.

Trakya’nın kuzeydoğusundan Edirne topraklarına giren Istranca Dağlan’nın yükseltileri azalır ve Lalapaşa ilçe sınırları içinde bir plato görünümü egemen olmaya başlar.

Istranca Dağları’nın yüksekliği, Bulgaristan sınırı yakınındaki Bakacak Kule Tepe’sinde 590 m’ye ulaşır. Aynı zamanda daha dalgalı olan bu platonun yükseltisi güneybatıya doğru küçük akarsu vadileri oluşturarak azalır; Lalapaşa yöresinde 250 m’nin altına düşer.

Istranca dağ kütlesi, güneyden Ergene Havzası’na inen akarsularla parçalanmıştır. Genellikle granit ve gnays ana kayaları üzerinde yer alan ve dalgalı bir yapısı olan bu kesimlerde, orman örtüsü altında, sığ ve kalkersiz kahverengi orman topraklarına rastlanır. Şiddetli erozyona uğrayan tepelerde bu örtü seyrekleşmiş ya da tümüyle ortadan kalkmıştır.

KORU DAĞLARI: Trakya’daki ikinci dağ sırası olan bu yükselti Tekirdağ-Şarköy arasında İşıklar Dağı, Saros Körfezi boyunca ise Koru Dağları adım alarak güneybatı yönünde körfeze doğru sokulur.

Edirne lli’nin tekdüze görünümlü kesimini oluşturan Ergene Havzası, güneyden Koru Dağları ile sınırlanır. Ergene Havzası’nın güneyi, ortalama yükseltisi 150-200 m’yi geçmeyen hafif dalgalı bir platodur. Koru Dağları’na yaklaştıkça yükselti artmaya başlar. En yüksek noktası Yerli Su Tepe (725 m) olan Koru Dağlan’nın Ergene Havzası’na ve Saros Körfezi’ne bakan yamaçları eğim açısından birbirinden çok farklıdır (Şekil 2). Saros Körfezi’ne bakan yönü dik yamaçlarla kaplıdır.

ÇANDIR DAĞLARI: Koru Dağ Sırası, İpsala ile Enez sınırında yeniden yükselerek, körfeze koşut uzanan Çandır Dağlan’nı oluşturur. Volkanik kayaçlardan oluşan Çandır Dağları’nın en yüksek noktası, Çandır Tepe (385 m)’dir.

UZUNKÖPRÜ DAĞLARI: Uzunköprü İlçesi’nin güneydoğusunu kaplar. Meşe ve fundalıklarla örtülüdür. En yüksek yeri SüleymaniyeTepesi’dir (378 m).

Edirne İli’nin Ergene Vadisi ile Istranca Dağlan arasında kalan bölümü, kuzey-güney doğrultusunda uzanan vadilerle parçalanmıştır. Bu vadiler arasında, aynı doğrultuda, az yükseltiri sırtlar uzanır. Sırtlar, kuzeydoğuda ortalama, 100 m yüksekliktedir. Sarmısakh sırtlarında 128 m olan yükselti, Söğütlü Tepe’de 112 m’dir. Uzunköprü’ye yaklaşıldıkça 40 m’nin altına düşer.

Aşağı Ergene Vadisi ile Meriç Irmağı arasında kalan kesimde, basık tepelerden oluşan bir yüzey şekli egemendir. Yörenin en yüksek noktalan, Kavaklı Kasabası’nın kuzeydoğusunda Çanakçıtepe (123 m) ve bunun güneyinde Sarıkaya’dır (125 m).

OVALAR: Edirne il topraklarının büyük bir bölümü ovalar ve ova görünümlü platolarla kaplıdır. Önemlileri şöylece sıralanabilir.

KAZANOVA VE TUNCA OVALARI: Kazanova Ovası Meriç Vadisi’nde, Kapıkule ile Edirne arasında kalmaktadır. Tunca Ovalan ise, Tunca Irmağı Vadisi’nde sıralanmış küçük ovalardır.

Bu ovaların tümü Edirne Merkez İlçe sınırları içinde kalmaktadır. Bu geniş alan genel olarak hafif eğimlidir. Güneyde çok alçak olan bu ovalar, kuzey ve kuzeydoğu yönüne gidildikçe yükselerek hafif engebeler oluşturur.

Kuzeydeki dağlık bölgelerden sürüklenerek gelen çakıllar, Meriç boyuna ve daha güneyde Sinekli Suyu’na dek sürer. Bunlar birkaç metre kalınlığında hafif dalgalı bir alan oluşturur; o yörede bu örtünün kalınlığı 20 m’yi aşar.

Kazanova ve Tunca Ovalan alüvyonlarla kaplı verimli ovalardır. Yalnızca, Tunca ve Meriç ırmaklarıyla oha karışan Arda’nın geçtiği yerler balçıklı topraklarla kaplıdır. Buralarda taban suyu yer yer yüksek olduğundan verim düşüktür.

Bu ovalarda erozyon sorunu yoktur. Ancak, bu ovalardaki alüvyal topraklar fosfor bakımından yoksuldur. Bunun nedeni, organik madde oranının oldukça düşük, kil oranının ise yüksek oluşudur. Yörede genellikle sulu tarım yapılmakta ve sebze, meyve, çeltik, mısır, ayçiçeği, şeker pancarı, yonca, bakla ve bezelye yetiştirilmektedir. Kuru tarım yapılan alanlarda ise ayçiçeği, mısır, buğday, arpa, üzüm, tütün, fiğ, korunga, nohut ve mercimek üretilmektedir.

ERGENE OVASI: Ova, Ergene Vadisinin tümünü Uzunköprü ve Meriç ilçe topraklarının ise bir bölümünü kaplar. Ergene İrmağı taştığı zaman ovaya mil taşır; bu nedenle ova topraklan çok verimli olup, her çeşit bitkisel üretime elverişlidir.

Ergene Ovası’nın Uzunköprü ilçe sınırlan içinde kalan bölümü, taşınma maddelerden oluşmuş, dolma bir yapıdadır. Marmara Bölgesi’ndeki tektonik olaylar sonucu alçalmaya uğramıştır. Ergene Vadisi’ne doğru uzanan bu yüzeyin, hafif eğimi üzerindeki yayvan sırtlar birbirinden, Ergene Ovası’nın geniş tabanlı düzlükleriyle ayrılır. Havza, akarsularla parçalanmış eski bir birikinti alanıdır. Bu yapı, ovanın Uzunköprü’ye yakın bölümlerinde artezyen kuyuları açılmasına olanak sağlar.Ergene Ovası’nın, Meriç ilçesi sınırları içinde kalan bölümleri alüvyal topraklarla kaplıdır. Burası, Meriç ve Ergene ırmakları arasında bir yanmada biçimindedir. Ova topraklarının bir bölümü, kesintisiz olarak, bataklıklar durumunda uzanır gider. Denizden yüksekliği, yaklaşık, 20-25 m arasında değişir.Ergene Ovası’nda, genellikle sulu tarım yapılmakta, çeltik, pancar, ayçiçeği, mısır, kabak ve özellikle bostan üretilmektedir.

İPSALA OVASI: Ova, Meriç Vadisi’ni kaplar. İpsala İlçesi topraklarının çoğunu kaplayan, ilin bu en büyük ovası Enez’e dek uzanır.

Yer yer taşınma ovası karakteri gösteren bir peneplendir. Ergene ve Meriç ovalarına doğru inildikçe alüvyal topraklar başlar. Bu arada volkan tüflerine de rastlanır. Bu oluşumların en çok yer aldığı bölüm, Balabancık Köyü yakınlarıdır. Ovanın Enez’e doğru sokulan bölümü, alüvyal topraklarla kaplıdır.

Alüvyal, kalkersiz kahverengi ve vertisol topraklarla kaplı ovada, sulu ve kuru tarım yapılmaktadır. Siılu tarımda sebze, meyve, çeltik, mısır, ayçiçeği, şeker pancarı, yonca, bakla ve bezelye yetiştirilmektedir. Kuru tarımda ise, tahü, mısır, ayçiçeği, nohut, mercimek, korımga, fiğ, burçak, kavun ve karpuz üretilmektedir.

YAYLALAR: Edirne İli’nde yaylalık alan yoktur. Ancak, yayla kapsamı içinde düşünülebilecek küçük alanlar vardır. Bunlar, Enez llçesi’nde Çandır, Hisarlı ve Yazır; Keşan llçesi’nde Yerlisü; Lalapaşa İlçesi’ nde ömeroba ve Süleymandanişment yaylalarıdır. Bu yaylaların tümü su kaynaklan açısından zengindir.

VADİLER: Edirne İli’nde üç önemli vadi bulunmaktadır. Bunlar Tunca, Meriç ve Ergene vadileridir. İlin önemli ve verimli ovaları bu vadilerde toplanmış durumdadır.

MERİÇ VADİSİ: Trakya Bölgesi’ndeki Meriç Havzası, kuzeyde Bulgaristan ve Istranca Dağları’nın su bölümü sınırına dayanmakta; doğuda Vize, Saray ve Çerkezköy ilçelerini içine almakta; güneyde ise Çorlu İlçesi ve Tekirdağ lli’nin kuzeyinden geçerek Saros Körfezi’ne dek ulaşmaktadır. Havzanın sularını Meriç, Tunca ve Ergene vadilerinden akan akarsular boşaltır.

Meriç Vadisi, Meriç in yatağını oyması sonucu oluşmaktadır. Bulgaristan topraklarında başlar ve Ege Denizi’ne dek sürer. Meriç Vadisi, Rodop Dağlan ile Istranca Dağları’nın birbirine yaklaştığı Edirne İli’ nin kuzeyinde dik ve derindir. II sınırlarına girdikten sonra vadinin tabanı genişler. Bu kesimde Meriç Vadisi’nih geniş tabanı üzerinde Kazanova Ovası yer alır. Daha sonra vadi tabanı biraz daralır,. Meric’in bu yörelerdeki vadi tabanını Hadımağa, Üyüklütatar, Doyran ve Elcili ovacıkları kaplar.

Meriç İlçesi sınırları içinde yeniden genişleyen vadi, yer yer daralıp genişleyerek İpsala-Enez ilçe sınırını çizer ve Ege Denizi’ne ulaşır.

ERGENE VADİSİ: Ergene Irmağı’nın aktığı vadidir. Istranca Dağları’nın batı eteklerinden başlar. önce dar ve dik olan vadi, Edirne il sınırlarına girdikten sonra geniş düzlükler oluşturur. Bu düzlüklerde Ergene Ovası yer alır. Ergene Vadisi, Meriç-İpsala sınırında Meriç Vadisi ile birleşir.

TUNCA VADİSİ: Istranca Dağları’nın il sınırları içine giren bölümünde, Tunca Irmağı’nca oyulmuş bir vadidir. Vadi önceleri dar iken, Edirne Kenti’ne doğru yaklaşıldıkça tabanı genişler. Tunca Ovası bu geniş taban üzerinde bulunur.

İlde bu vadilerin dışında, özellikle dalgalı plato alanlarında, az yükseltili sırtlardan sonra başlayan, akarsularca oyulmuş pek çok vadi vardır.

AKARSULAR: Edirne’de akarsuların rejimi düzensizdir. Genellikle ilkbahar, bazen de sonbahar yağmurları ve eriyen karların etkisiyle ırmakların su düzeyi 4 ile 7 m arasında yükselir. Akarsu kıyıları su altında kalır. Yaz aylarında su düzeyleri oldukça düşer.

İl sınırları içindeki Ergene, Meriç ve Tunca ovalarının yükseklikleri güneyden kuzeye doğru artar. İldeki bu ovalık alanları, Meriç Irmağı ile kollan olan Tunca, Arda ve Ergene sular.

MERİÇ IRMAĞI: “Meriç”in sözlük anlamı “çağıltılı akan sü”dur. Bulgaristan’ da Rodop Dağları üzerinde bulunan Rila Dağı’ndan doğar.

Filibe-Meriç ovalarını sulayarak Bulgaristan-Yunanistan sınırını çizer. Sonra, Bulgaristan-Yunanistan-Türkiye sınırlarının kesiştiği noktadan geçer ve Karaağaç İstasyonu kuzeyinden Edirne il sınırlarına girer. Türkiye-Yunanistan sınırının bir bölümünü çizer.

Yine, Bulgaristan’daki Rodop Dağları’nın güney eteklerinden doğan ve Yunanistan topraklarından akarak gelen Arda, Meriç Irmağı’na Ardakule yöresinde karışır. Meriç Edirne İli ile Yunanistan arasındaki devlet sınırını çizer; binde 2′lik bir eğimle 185 km akarak Enez yakınlarında denize dökülür. Meric’in genişliği 130-300 m arasında değişir. Meric’in Arda ile birlikte debisi, saniyede 193 m3′tür. Arda Irmağı’ nın Türkiye sınırları içindeki uzunluğu 1 km kadardır.

Köpüklü bir akışı olan Meriç, ilkbahar ve sonoauarda taşar. Taşkınları önlemek için Edirneliler’ce toplam 198 km uzunluğunda set yapılmıştır. Bu önlemler ile il topraklarının zarar görmesi engellenmiştir. Irmaktan, çevre ovalara ekilen çeltik, pancar gibi yazlık ürünlerin sulanmasında yararlanılmaktadır.

Meric’in yatağı yer yer çukurluklar ve çamurlarla kaplıdır. Bu nedenle yaz aylarında serinlemek için Meric’e girenler sık sık boğulma tehlikesiyle karşılaştıklarından, Edirne Belediyesi’nce, Meriç’te yüzme yasaklanmıştır.

ERGENE IRMAĞI: Ergene, Istranca Dağları’ndaki Karatepe’den çıkar. Uzunluğu, yaklaşık 230 km’dir. Kırklareli’nin Pehlivanköy llçesi’nden Edirne topraklarına girer. Uzunköprü, Meriç ve İpsala ilçe topraklarının bir bölümünü sular. İpsala-Sancaali Köyü’nün Hancağız yöresinde Meric’e katılır. Yazın suları azalan Ergene, kışın ve ilkbaharda taşarak bütün vadiyi kaplar. Ergene Irmağı saniyede 47 m3 su taşır.

TUNCA IRMAĞI: Bulgaristan’da bulunan Balkan Dağları’mn Yumrukçal Tepesi’nden doğar. Kızanlık Ovası’nı sulayarak, Suakçağı yöresine gelir ve Edirne il topraklarına girerek, Edirne il sınırları içinde 32 km akar. Kirişhane yakınlarında, Bülbül Adası denilen yerde Meriç’le birleşir.’Binde 2 eğimli bir yatakta akan Tunca Irmağı, saniyede 31 m3 su taşır. Genişliği yaklaşık 30 m’dir. Tunca’nın yatağı az eğimli olduğundan, çevresindeki ovaların sulanmasına olanak verir.İl sınırları içindeki uzunluğu, yaklaşık 27 km’dir. Derinliği en çok 5 m’dir.

KEŞAN DERESİ: Keşan’ın kuzeydoğusundaki Demircili yöresinden doğar, önce Doğanca, sonra Muzalli adlarını alır. Keşan’ın batısında Kavak Deresi ile birleşerek güneybatı yönünde akar. Karahisar Köyü yakınlarında Büyükdoganca Deresi ile birleşir. İl sınırları içerisindeki uzunluğu, yaklaşık 32 km’dir. Derinliği 30 cm ile 5 m arasında değişir. Saniyede en çok 62 m3 su taşıyan Keşan Deresi’nden sulamada yararlanılır.

BÜYÜKDOĞANCA DERESİ: Pişanköy, Alışık, Deveci ve Eskiköy yörelerindeki pınar ve derelerin birleşiminden oluşur. Kadıköy ve Çamlıca’dan geçer. Keşan Deresi’ni alıp, Karahisar Köyü’nün batısında Telmata bataklığına dökülür. Uzunluğu 49 km’dir. Bunun 33 km’si il sınırları içinde kalmaktadır. Derinliği en çok 3 m’dir. Saniyede en çok 80 m3 su taşıyan Büyükdoğanca Deresi’nden daha çok sulamada yararlanılır.

PRAVADİ DERESİ: Hacıdanişment Köyü’nün kuzeyinden doğar. Maarif Deresi’nin katılmasından sonra Hocadere adını alır ve güneye doğru akar. Lalapaşa llçesi’ni geçtikten sonra, batıya yönelir; Sofular ve Çoban derelerini alır. Bu noktadan sonra Pravadi Deresi adını alarak Taşocakları yöresinde Tunca Irmağı ile birleşir.Uzunluğu yaklaşık 42 km’dir. En derin yeri 2 m’dir. Saniyede en çok 60 m3 su taşıyan Pravadi Deresi’nden sulamada yararlanılır.

SÜLEOĞLU DERESİ: Vaysal Köyü’ nün kuzeyindeki Bacakkule Tepesi’nin eteklerinden doğar. Güneye doğru akarak Süleoğlu Köyü ve Havsa İlçesi’nden geçer. Hıdırca yöresinde Ergene Irmağı’na dökülen Teke Deresi ile birleşir.Uzunluğu yaklaşık 79 km’dir. En derin yeri 180 cm olan Süleoğlu Deresi’nden sulamada yararlanılır.

BASAMAKLAR DERESİ: Çavuşoğlu, Dolu ve Altınbaş köyleri sırtlarından doğar. Küçük derelerle beslenir. Kadıgebren Köyü’ nü geçerek, önce kuzeye, sonra batıya yönelir. 35 km aktıktan sonra, Balaban Köyü yakınlarında Karasaz Deresi ile birleşir.

GÖLLER: Edirne lli’nde, akarsular dışında kalan yüzey sularını, doğal göller, barajlar, rezervuarlar ve göletler oluşturur.

Doğal göllerin başhcaları Meric’in denize döküldüğü Enez yöresindedir.

GALA GÖLÜ: Gala Gölü’nün çevresi bataklıktır. Yüzölçümü yaklaşık 7,7 km2 olan göl, Meriç Irmağı ile bağlantılıdır. Meriç Irmağı’nın zaman zaman taşıdığı maddeler, gölün bağlantıyı sağlayan ayağını kapatmaktadır. Böyle durumlarda Gala Gölü, çevre toprakları su altında bırakmakta ve Gala Gölü ile Pamuklu Göl birleşmektedir.

Ortalama derinliği 70 cm’dir. Çok tuzlu olan suları kullanılmaz. Göl çevresi bütünüyle bataklıktır. Bu bataklıkların doğal bitki örtüsü sazlık ve kamışlıklardır. Kışın bu bataklıklar ulaşım olanağı vermez. Yazın ise kuruyan yerlerden geçilebilir.

Kışın, ocak ve şubat aylarının soğuk günlerinde, yüzeyinde ince, bir buz tabakası oluşan Gala Gölü’nden’ temel yararlanma biçimi balıkçılıktır.

DALYAN GÖLÜ: Enez İlçesi’nin güneyinde bulunan Dalyan Gölü’nün alanı, yaklaşık 3,4 km2′dir. Göl alam, göle dökülen akarsuların taşıdığı su miktarına bağlı olarak yaz ve kış aylarında değişiklik gösterir.Göl kıyılarında 10-20 cm arasında olan derinlik ortalara doğru 1,5 metreye dek artmaktadır. Göl suları sodyumlu ve tuzlu olup kullanılmaz. Kumluk olan göl çevresinde herhangi bir doğal bitki örtüsü yoktur.Göl çevresi kışın ulaşıma olanak vermez. Yazın ise kuruyan yerlerinden her türlü araç geçebilir.

TAŞ ALTI GÖLÜ: Dalyan Gölü’nün doğusundaki Taşaltı Gölü’nün yüzölçümü, yaklaşık 70 hektardır. Kışın yağışların etkisiyle göl alanında değişiklikler olur. Sığ bir göl olup, en derin yeri 80 cm’dir. Suyu orta derecede tuzludur.Gölün kuzey kıyılarında çeltik ekimi yapılır; öbür kıyıları ise bütünüyle bataklıktır. Kışın, soğuk günlerde yüzeyinde ince bir buz tabakası oluşur. Bataklık kesimler yaz aylarında ulaşıma olanak verir.

I. TUZLA GÖLÜ: Doğudan İrik Tepesi, kuzeyden Vakıf Gölü, güneyden ise Saros Körfezi ile çevrilidir. Bu alan mevsimlere göre değişebilir. Çok tuzlu olan suları kullanılmaz. Göl çevresi kumluktur; üzerinde herhangi bir doğal bitki örtüsü yoktur. Batısında ulaşım olanağı yoktur. Öbür kıyıları, taban sağlam olduğundan ulaşıma elverişlidir.

II. TUZLA GÖLÜ: Saros Körfezi’nin kuzeyinde bulunan II. Tuzla Gölü sığ bir göldür, suyu tuzludur ve kullanılmaz. Kumlu olan kıyılarında ulaşım yapılamaz; öbür kıyılarında ise ulaşım rahattır. Çevresinde doğal bitki örtüsü yoktur.

BÜCÜRMENE GÖLÜ: Dalyan Gölü’ nün güneyindeki Bücürmene Gölü’nün alanı yaklaşık, 76 hektardır. Bu alan mevsimlere göre değişebilmektedir. Ortalama derinlik 50-80 cm arastada değişir. Suyu sodyumlu ve tuzlu olduğundan kullanılmaz. Kuzey ve doğu bölümlerinde doğal bitki örtüsü sazlık ve kamışlıklardır. Bunun dışında kalan kıyıları kumluk olduğundan herhangi bir bitki örtüsü yoktur. Göl çevresinde kışın ulaşım yapılamaz. Soğuk günlerde yüzeyinde bir buz tabakası oluşur.

SIĞIRCIK GÖLÜ: Kuzeybatıdan Karpuzlu Köyü, kuzeyden Çeşme Sırtı, doğudan Muratlı Korusu ile çevrili gölün güneyinde Pamuklu Göl vardır. Yüzölçümü yaklaşık 1,8 km2′dir. Sığ bir göldür; yazın suyu çok azalır. Suyu tuzlu olduğundan kullanılmaz. Batı kıyılarında tarım yapılır. Öbür kesimler ise bataklık ve sazlıktır. Kışın ulaşım yapılamaz; yazın kuruyan yerlerinden her türlü araç geçebilir.

PAMUKLU GÖL: Sığırcık Gölü’nün güneyindeki göl, Hisarlık Dağı eteklerindedir. Yağışlı mevsimlerde genişleyen göl, yaz sonlarına doğru küçülür ve kimi yıllar tümüyle kurur. Derinliği ortalama 70 cm’dir. Çevresi bataklık ve sazlıktır. Kışın soğuk günlerde donar; hiçbir mevsimde ulaşıma olanak vermez.

GÖLBABA: Gölbaba, Merkez İlçe’ye bağlı Büyükdöllük ve Değirmenyeri köyleri arasındadır. İlkbaharda gölün suları azalmaya başlar ve gölün ortasında bir adacık oluşur. Yazın göl, tümüyle sazlık ve bataklık durumuna gelir. Romatizmalılar şifa bulmak için gölün bataklığına girerler. Gölden başka bir yararlanma şekli yoktur.Edirne ili’nde bunlardan başka, çukurlukların sularla dolması sonucu oluşmuş çok sayıda kaya gölü vardır Dere ve sel sularıyla beslenen bu göller önemli değildir.

BARAJLAR: Edirne İli’nde iki baraj ve bir regülatör vardır.

ALTINYAZI BARAJI: Altınyazı Barajı sulama amacıyla kurulmuştur. Edirne’ye 81 km uzaklıkta, Uzunköprü Ilçesi’nin Altınyazı sınırları içindedir.Baraj toprak dolgu tipindedir. Yüksekliği yaklaşık 23 metre ve sulama alanı 2.300 hektardır. Ayrıca, 1.490 hektar alanı da taşkından korur.

KADIKÖY BARAJI: Kadıköy Barajı, Büyükdoğanca Deresi üzerinde, Dervent Boğazı’nın başlangıcındaki Kadıköy sınırları içinde kurulmuştur. Toprak dolgu tipindeki barajın oylumu 41.600.000 m3′tür. 4.000 hektar alanı sulamaktadır.

ALIÇ REGÜLATÖRÜ: Ergene Irmağı’ nın yan kolu olan Basamak Deresi üzerinde kurulmuştur. Yaklaşık dokuz metre yüksekliğinde olan regülatörün uzunluğu 900 metredir. Topladığı suları 12 km’lik bir kanalla Altınyazı Barajı’na aktarmaktadır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir