Gümüşhane

Gümüşhane, Karadeniz Bölgesi’nin, Doğu Karadeniz kesiminde merkezi denizden 1.400 m yükseklikte bulunan bir ildir.

38° 49′ile 40° 45 ‘doğu boylamları ve 39° 50′ile 40° 51′kuzey enlemleri arasında yer alan Gümüşhane; güneydoğu ve doğudan Erzurum’un Aşkale, Merkez ve ispir; kuzeydoğudan Rize’nin İkizdere; kuzeyden Trabzon’un Tonya, Maçka, Çaykara, Arsin, Araklı ve Sürmene: kuzeybatı ve batıdan Giresun’un Görele, Tirebolu ve Alucra; güneyden ise Erzincan’ın Refahiye, Merkez ve Çayırlı ilçeleriyle çevrelenmiş durumdadır.

İl topakları, kuzeydoğu ve doğudan Zigana, ve Soğanlı dağlarıyla; batıdan Balaban Dağlan ve uzantılarıyla; güney ve güneydoğudan ise Çimen, Sipikör, Otlukbeli, Kop ve Çoruh dağlarıyla sınırlanmıştır.

% 89′u tarıma elverişli nitelikte olan il topraklarının % 60′ını dağlar, % 29′unu platolar kaplamaktadır. Ovaların payı ise ancak % 11 dolayındadır.

GÜMÜŞHANE  YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ

Yeryüzü şekilleri çok engebeli olan Gümüşhane il topraklan, Çoruh, Yeşilırmak ve Doğu Karadeniz havzalarının kaynak alanı üzerinde yer alır. İl topraklarının yaklaşık % 60′ı dağlarla, % 29′u platolarla ve % 11′i de ovalarla kaplıdır. Gümüşhane’ nin kuzeyinde kalan Harşit Vadisi, denize yakın bölümü dışında, Doğu Karadeniz’in genç kıvrım dağlarıyla çevrelenmiştir. Güneyde kalan Kelkit ve Çoruh vadileri de Karadeniz Dağları ile İç Anadolu Sıradağları ve platoları arasına sıkışmıştır. Harşit Vadisi’nde kuzeyden güneye, Kelkit Vadisi’ nde batıdan doğuya ve Çoruh Vadisi’nde doğudan batıya doğru, çeşitli yükselti basamaklarından oluşan sekilere rastlanır.

Sekiler, Bayburt yöresi dışında birbirini daha sık olarak izler. Bu nedenle, Kelkit, Şiran, Merkez ve Torul ilçeleri çevresinde ovalık alanlar çok azdır. Ovalar genellikle, seki düzlüklerine sıkışmış durumdadır.

11 sınırları içinde kalan Yeşilırmak ve Çoruh havzalarını kuzeyden ve güneyden, derin vadilerle parçalamış yüksek plato düzlükleri kuşatır. Bir yeryüzü şekli olarak platolarla eş anlamlı olmalarına karşın, sosyo-ekonomik işlevleri açısından platolardan ayrılan yaylalık alanlar, ilde fazla yer kaplamaz.

DAĞLAR: Gümüşhane il alanı, kıyı kuşağından sonra birden yükselen Doğu Karadeniz Dağları’nın yüksek kesimleri ile, Çoruh ve Kelkit çöküntü oluklarını güneyden sınırlayan Anadolu’nun yüksek iç sıradağları üzerinde bulunmaktadır. Bu nedenle, Torul ve Kürtün yöreleri dışında, il topraklarının yükseltisi 1.000 m’nin üstündedir.

Birbirine koşut uzanan önemli dağ sıraları, yer yer açılıp kapanarak, batı-doğu yönünde sıralanır ve il topraklarında farklı iklimleri olan, birbirinden kesin çizgilerle ayrılabilen tarım alanları yaratır.

Orta Karadeniz’de, Ordu il sınırları içinde, Canik Dağları ile başlayan Doğu Karadeniz Dağları, Gümüşhane’yi ortadan bölerek, Artvin’e dek uzanan düzenli bir sıradır. Gümüşhane il alanının yaklaşık yarısı, Karadeniz kıvrım sistemi içinde kalır. Dalgalı ve çok engebeli olan bu sistemi, asıl olarak Gümüşhane, Balaban, Soğanlı ve Zigana dağları oluşturur. Bu dağlar, kuzeyde, Zigana sırasıyla, Karadeniz kıyısına ulaşır; güneyde ise Gümüşhane ve Soğanlı sıralarıyla Kelkit ve Çoruh çöküntü alanlarını sınırlar.

GÜMÜŞHANE DAĞLARI: Doğu Karadeniz kıvrım sisteminin, il sınırları içinde kalan en belirgin dağlandır. Giresun-Gümüşhane il sınırındaki Balaban Dağları’ ndan doğuya doğru uzanan Gümüşhane Dağlan, Karadeniz kıyı kuşağım İç Anadolu’ya bağlayan Harşit Vadisi’ne dek sürer. Gümüşhane il merkezinin güneyinde birden yükselen bu dağlar, Yeşilırmak Havzası ile Doğu Karadeniz Havzası’nın su bölüm çizgisini oluşturur. Denizden gelen yağmur yüklü bulutları tuttuğundan, Karadeniz’e bakan bölümleri genellikle çok yağış alır. Bu kesim, iğne yapraklı ve yapraklı ormanlarla örtülüdür.

Birden yükselen ve denize koşut uzanan Gümüşhane Dağlan, çok kolay geçit vermeyen sıradır. En yüksek noktalan 2.507 m yükseltili Elmalı Tepe ve 2.285 m yükseltili Güdül Tepe’dir.

BALABAN DAĞLARI: Giresun Dağları ile Gümüşhane Dağları’nı birbirine bağlayan sıradır. Dorukları iki il arasındaki sınırı oluşturur. Balaban Dağlan’nın en yüksek noktası (3.331 m), Giresun il sınırları içinde kalır. Balaban Dağlan’nın temel çatısı denize paralel olmakla birlikte, kuzeye doğru, biri Kürtün öbürü Torul yöresine olmak üzere iki uzantısı da bulunmaktadır. Kürtün yöresine uzanan kol üzerinde bulunan Sarıyer Tepesi’nin yüksekliği 2.919 m’dir. Bu dağlar bol yağış aldığından nemli orman kuşağı içerisinde kalır. 1.500 m’ye dek olan kesimleri, genellikle yapraklı orman ağaçlarından kayın, gürgen, karaağaç, akçaağaç, kestane, ıhlamur ve kavak ağaçlarıyla kaplıdır. 1.500 m’den sonra ladin ve sarıçam ormanları başlar.

Balaban Dağlan’nın Torul Ilçesi’ne doğru sokulan bölümlerinde, yapraklı ağaçlar küçük topluluklar oluşturur. Yüksek kesimler, bütünüyle sarıçam ormanlarıyla kaplıdır.

ZİGANA DAĞLARI: Soğanlı Dağlan’nın uzantısı olan Zigana Dağları, kuzeybatıya doğru Harşit Vadisi’nin sınırını oluşturur. Güç geçit veren, yüksek ve sistemli bir sıradır. Ünlü Zigana Geçidi bu dağlar üzerindedir. Trabzon’dan gelen devlet karayolu, önce, Değirmendere Vadisi’ni izleyerek Zigana Dağları’na tırmanır; sonra yaklaşık 2.000 m yükseklikteki Zigana Geçidi’ni aşar ve Harşit Vadisi’ne girer. Yol, Gümüşhane’den sonra iki kola ayrılır; biri Köse ve Kelkit üzerinden Erzincan’a, öteki Bayburt üzerinden Erzurum’a bağlanır.

Gümüşhane ile Trabzon illerinin sınırını oluşturan Zigana Dağları, yağışlı Doğu Karadeniz iklim kuşağı içinde kaldığından, özellikle, ladin ağaçlarından oluşan zengin bir orman örtüsü ile kaplıdır. Zigana Dağları’nın en yüksek noktalan Alacadağ (2.180 m), Horoz Dağı (2.396 m) ve Çakırgöl Dağı’dır (3.05 m, Şekil 2).

SOĞANLI DAĞLARI: Rize Dağlan’ nın batı uzantıları olan Soğanlı Dağlan’nın kuzeybatıya yönelen asıl gövdesi Zigana Dağları’yla birleşir. Batı yönünde uzanan öbür kol ise, Vavuk Dağları adı altında, Harşit Vadisi’nin Kelkit Vadisi’ne bağlandığı noktaya dek sürer. Soğanlı Dağları’yla bu dağ sırasının bir kolu olan Vavuk Dağlan, Doğu Karadeniz Havzası’yla Kelkit ve Çoruh havzalarını birbirinden ayırır. Denize bakan bölümleri, nemli kuşak içinde kaldığından, zengin bir orman örtüsü ile kaplıdır. Soğanlı ve Vavuk dağları üzerinde en yüksek noktalar 2.856 m yüksekliğindeki Kemer Dağı ile 2.500 m yüksekliğindeki Horlar Dağı’dır.

Gümüşhane lli’nin güney kesimini Kelkit ve Çoruh havzaları ile bu çöküntü alanlarını, güneyden, batı-doğu yönünde sınırlayan, Anadolu’nun iç sıradağları kaplar. İç sıradağlar, güneydeki Karasu-Aras Çöküntü Oluğu ile Kelkit ve Çorujı vadilerini birbirinden ayırır ve Gümüşhane’nin Erzincan ve Erzurum illeriyle sınırını oluşturur.

KOP DAĞLARI: 11 sınırları içinde kalan iç sıradağların belkemiği durumundadır. Erzurum, Erzincan ve Gümüşhane illerinin ortasında, büyük bir kütle halinde doğu-batı doğrultusunda uzanır. Mescit Dağı’mn eteklerinden çıkan Çoruh Irmağı’ nın oluşturduğu vadiyi, güneyden sınırlayan Kop Dağlan çok sarptır, güç geçit verir. Geçiş, Doğu Karadeniz ve Çoruh Havzası’ nı, Doğu Anadolu ve İran’a bağlayan transit karayolunun da geçtiği, Kop Dağı Geçidi ile sağlanır. En yüksek noktası, Erzurum il sınırları içinde kalan Kop Dağlan’nın, Gümüşhane il alanı içindeki en yüksek noktası, 2.918 m’ye ulaşır.

Kop Dağları, Bayburt Ovası’nı güneyden sınırlayacak şekilde batıya doğru uzanır ve Otlukbeli Dağı’nı oluşturur. İlin Erzincan ile sınırını çizen 2.485 m yükseltili Otlukbeli Dağı, batıda Sipikör Dağları’yla birleşir. Kelkit llçesi’nin güneyini kaplayan 2.600 m yüksekliğindeki Sipikör Dağlan, aynı zamanda, güneydoğuya ve kuzeydoğuya doğru genişler. Kuzeydoğuya uzanan kol, Bayburt Ovası’nın batısını kuşatır; Çoruh ve Kelkit havzalarını birbirinden ayırır. Yükseltisi 2.185 m’yi bulan bu sıra, Pulur Dağlan adını alır.

Sipikör Dağlan, kuzeybatıya doğru sokularak, Çimen Dağı’na ulaşır. 2.700 m yükseltili olan Çimen Dağı, kuzeydoğu yönünde uzanarak, Kelkit Ilçesi’ne dek sürer. Çimen Dağı’mn batı kollan, Erzincan-Gümüşhane sınırı boyunca sürerek Sivas il sınırında son bulur.

ÇORUH DAĞLARI: Çoruh Dağlan, Bayburt’un güneyinden doğuya doğru uzanır. 11 sınırları içindeki en yüksek noktası 2.781 m’yi bulan ve geniş bir yay çizen Çoruh Vadisi’nin içine girmiş durumdaki bu dağlar Erzurum-lspir arasındaki dağların batı uzantıları durumundadır.

PLATOLAR, YAYLALAR: 11 alanının yaklaşık üçte biri, Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu kıvrım sistemlerine bağlı yüksek platolarla kaplıdır. Karadeniz kıvrım sistemi platoları, Harşit Havzası’nı batı, güney ve doğu yönlerinden kuşatan Balaban, Gümüşhane, Vavuk, Soğanlı ve Zinana dağlarının yüksek kesimleriyle, vadideki yüksek seki düzlükleri arasında kalan alanları kaplar. Engebeli yapı nedeniyle, çok sayıda vadi oluklarıyla parçalanmış olan yörede, plato düzlükleri genellikle küçüktür.

Ancak, Zigana Dağları üzerindeki Çakırgöl yöresinde yer alan plato düzlükleri geniş alanlar kaplar.

Doğu Anadolu kıvrım sistemi içinde olan ve üzerinde Mescit, Gâvur, Kop, Çoruh, Otlukbeli, Sipikör ve Çimen dağlarının bulunduğu yüksek plato, il alanını güneyden kuşatır. Vadilerle parçalanmış olan bu plato düzlükleri, Kelkit ve Çoruh Vadisi’ndeki yüksek seki düzlüklerine sokulur. Gümüşhane’nin güney kesimini kaplayan platolar, kurak kuşak içerisinde kaldığından, genellikle bitki örtüsünden yoksundur.

Yeryüzü şekli olarak, platolarla eş anlamlı olmalarına karşın, Türkiye’de ve diğer Akdeniz ülkelerinde, ekonomik ve toplumsal etkinlikler nedeniyle ayrı olarak değerlendirilen yaylalık alanlar il alanı içinde önemli yer kaplamaz (il alanının Wo 0,6’sı). İl hayvancılığının gelişmesinde, çok önemli rol oynayan bu yaylaların başlıcaları, Zigana Dağları üzerindeki Çakırgöl yüksek yaylası ile Balaban, Gümüşhane ve Soğanlı dağlarında bulunan yaylalardır.

İlin güney kesimindeki yaylaların hayvancılığın gelişmesine etkisi çok daha sınırlıdır. Bunların en önemlisi, Çimen Dağı üzerindeki yayladır.

AKARSULAR: İl toprakları üç ayrı su toplama havzasına bölünmüştür. Bunlar Doğu Karadeniz, Yeşilırmak ve Çoruh havzalarıdır.

DOĞU KARADENİZ HAVZASI: Gümüşhane’nin kuzey bölümü, Doğu Karadeniz Havzası’nda kalır ve sularını, Harşit Suyu aracılığıyla Karadeniz’e boşaltır. Havza, bütünüyle Karadeniz kıvrım sistemi içinde kaldığından, çok dalgalı ve engebelidir. Alanının fazla geniş olmamasına ve kuzeyden güneye uzunluğunun 150 km’yi geçmemesine karşın, Doğu Karadeniz’in yağışlı kuşağı içerisinde yer aldığından bol suludur.

Harşit Suyu: Yaklaşık 3.000 km2 genişliğindeki bir havzanın sularını toplayan Harşit Suyu, kaynağını, Gümüşhane Dağları’ndan alır. Bir araya gelen küçük sular, birden derin boğazlara girer. Harşit Suyu, Merkez İlçe ve Torul’dan geçtikten sonra, Balaban Dağları’ndan beslenen bol sulu birçok kol alır. Akarsuyun bu orta kesiminde, vadi çok dar ve yamaçları diktir. Ancak yine de, özellikle bahçe tarımına elverişli, düz taraçalar oluşturur.

Harşit Suyu, Torul llçesi’ni geçtikten sonra, derin ve uzun Kürtün Boğazı’na girer. Denize yaklaşınca vadinin dikliği azalır, genişlemeye başlar. Küçük bir delta ovası oluşturarak, Tirebolu’nun doğusundan Karadeniz’e dökülür. Boyunun kısalığına ve küçük bir havzanın sularını toplamasına karşın, Harşit Suyu’nun suyu sürekli boldur. Özellikle nisan, mayıs ve haziran aylarında kabanr ve saniyede akıttığ su miktarı 100m3′edek çıkabilir. Öbür aylarda ise akıttığı su miktarı 15 m3 dolayındadır.

Harşit Suyu, kısa aralıklarla sütler yaptığından, elektrik enerjisi üretimine son derece elverişlidir. Üzerinde dört kademeli santral yapılması planlanmış durumdadır.

YEŞİLIRMAK HAVZASI: Türkiye’nin büyük havzalarından biridir. Bu havzanın yüksek kesimleri il sınırları içinde kalır. Havza, sularını, Yeşilırmak ve onun bir kolu olan Kelkit Irmağı aracılığıyla Karadeniz’e boşaltır. Gümüşhane’yi ortadan bölen sıradağlar denizden gelen yağmur yüklü bulutları tuttuğundan Yeşihrmak Havzası’nın il içindeki bölümü yüksek ve kurak kuşak içinde kalır. Harşit Havzası gibi bol sulu değildir.

Kelkit Irmağı: Yeşilırmak’m en önemli kolu olan Kelkit Suyu, kaynağını, Sipikör, Çimen, Pulur, Vavuk ve Gümüşhane dağlarından alır. Bu yörelerden çıkan küçük çayların, Kelkit İlçesi yakınlarında birleşmesiyle, suyu artar. Kelkit Irmağı’nın kaynak alanlarının yükseltisi, yaklaşık 1.500 m’dir. Güneybatı yönünde akan ırmak, dar ve dik bir vadiden geçerek, 900 m yükselti basamağında, Suşehri Ovası’na girer. Suşehri Ovast’ndan sonra, yeniden dar bir vadiden akar ve 320 m yükseklikle Niksar Ovası’na varır. Daha sonra Erbaa Ovası’m ortadan böler ve bu ovanın kuzeyinde, 188 m yükseklikte Yeşilırmak’la birleşir. Kelkit Irmağı’nın boyu 245 km’yi, su toplama alanı 11.455 km2′yi, saniyede akıttığı su miktarı ise yaklaşık 73 m3′ü bulur.

Kelkit Irmağı su toplama alanının il sınırları içinde kalan kesimi, engebeli ve çıplak olduğundan, sağanak yağışlardan sonra sık sık taşkınlar olmaktadır.Taşkın kontrolü için ırmak kıyı setleri, drenaj kanalları ve sel kapanları yapılmaktadır.

ÇORUH HAVZASI: Yeşihrmak Havzası gibi yüksek ve kurak kuşak içerisinde yer alan Çoruh Havzası, sularını Çoruh Irmağı aracılığıyla Karadeniz’e boşaltır. Ülke ölçeğinde, orta büyüklükte bir havzadır. Çoruh Havzası’nın il alanı içindeki kesimi kurak bölgede kalmaktadır. Ancak havzanın sularını toplayan Çoruh Irmağı, asıl kaynağını Erzurum’un yüksek dağlarından aldığından suyu boldur.

Çoruh Irmağı: Erzurum’un Meseit Dağı’ndan kaynaklanan Çoruh Irmağı, Erzurum-ispir arasını kaplayan yüksek plato üzerinde derin yataklar açarak, Çoruh ve Kop dağları arasındaki çöküntü alanına sokulur. Sonra, kuzeye doğru geniş bir yay çizerek Bayburt llçesi’nden geçer. Çoruh Irmağı, Bayburt’un kuzeyindeki Düzüker Ovası’nda, güneybatıdan gelen ve Gökçedere ile Beşpınardere’nin birleşmesiyle oluşan Mam Suyu’nu alır. Bu kol, Otlukbeli, Sipikör ve Pulur Dağları’ndan kaynağını aldıktan sonra, il sınırları içindeki Çoruh Havzası’nın büyük bir bölümünün sularını toplayarak, Bayburt Ovası’m ortadan böler, kuzeydeki Hart (Aydıntepe) Bucağı yakınlarında doğuya doğru yay çizerek,Çoruh Irmağı ile birleşir. Çoruh Irmağı, doğuya yöneldikten sonra, dar ve dik bir vadi oluşturarak, yeniden Erzurum il topraklarına girer.

Çoruh Havzası’nda, Karadeniz iklim özellikleri görülmez. Yüksek ve kurak kuşak içerisinde kalmaktadır. Bu nedenle, havzadaki küçük derelerin suları, genellikle azdır ve yaz aylarında kurur .Buna karşın.Çoruh İrmağı, kaynağım karlı dağlardan aldığından, suyu yaz ve kış boldur. Baharda, karların erime zamanında suları kabanr. Genellikle bitki örtüsünden yoksun olan havzada erozyon yüksektir. Buna bağlı olarak Çoruh’ un suları yılın büyük bir bölümünde bulanık akar.

Çoruh Irmağı’nın, Gümüşhane ili içinde kalan bölümü, daha çok, Doğu Anadolu akarsularına özgü kar rejimi özellikleri gösterir. Kış aylarının çok soğuk günlerinde, Bayburt’a dek olan kesimi yer yer donar.

GÖLLER: Gümüşhane tli’nde, büyük göl yoktur. Çok sayıdaki küçük buzul gölü, Balaban, Zigana ve Soğanlı dağlarının yüksek kesimlerine dağılmış durumdadır.

Balaban Dağları üzerindeki Balıklıgöl, Aygır ve Yıldız gölleri ile Zigana Dağları üzerindeki Çakırgöl ve Soğanlı Dağları üzerindeki Şarah Gölü, bunların en önemlileridir.

Yılın bir bölümünde buzlarla kaplı olan bu ilginç göller doğal güzellikleri bakımından turistik değer taşır.

VADİLER VE OVALAR: Gümüşhane, akarsu havzalarının yüksek kesimlerinde yer aldığından, il alanı dağlar ve platolarla kaplıdır. Akarsuların oluşturduğu vadiler çok belirgindir. Eğimin yüksekliği ve engebeli yapı nedeniyle, ovalık alanlar, Bayburt yöresi dışında, genellikle, küçük düzlükler halindedir.

ÇORUH VADİSİ: Çoruh Irmağı’nın oluşturduğu vadi ilin önemli tarım alanlarını topladığından ildeki tarımsal etkinliklerin merkezi durumundadır.

Mescit Dağı’nın batı yamaçlarından doğan Çoruh İrmağı, başlangıçta, geniş bir vadide akar. Irmağın yüksek plato alanlarından kurtulup, Gümüşhane il sınırlarına yaklaştığı yerlerde vadi dikleşir ve derinleşir. Çoruh Dağlan ile Kop Dağları arasında kalan çöküntü oluğunun ortasından geçen Çoruh Irmağı, Bayburt’a dek çok dar ve dik bir vadi oluşturmaz. Vadinin iki yanında, değişik yükseltilerde taraça düzlüklerinden oluşan tarım alanları sıralanır. Çoruh Vadisi, Bayburt yakınlarında genişler, vadinin bu genişlediği yerde yüksek Bayburt Ovası oluşmuştur.

Bayburt Ovası: Çoruh Irmağı’nın önemli bir kolu olan Mam Suyu’nun çizdiği geniş yay ile asıl ırmak arasındaki geniş alana yayılmış durumdaki ova, birbirine belirsiz olarak geçen çeşitli yükseltideki basamaklardan oluşur. En düşük yükseltili kesimi ortası olan ova kuzey yönünde akışlıdır. En yüksek noktası 1.550 m’ye ulaşan Bayburt Ovası’nın genişlik ve uzunluğu yaklaşık 30 km’yi bulur. Ova, kesintisiz değildir, dağlar ve tepelerle parçalanmış durumdadır.

Bayburt Ovası’nın önemli bir bölümü sulu tarıma açılmış durumdadır. Zaten, ilin sulu tarım alanları Bayburt ve Düzüker ovalarında toplanmıştır. Genellikle, alüvyal ve kolüvyal topraklarla kaplı ovada, başta buğday olmak üzere, arpa, çavdar, mahlut, fiğ, mercimek, patates, şeker pancarı, yonca korunga ve az miktarda mısır üretimi yapılmaktadır.

MAM SUYU VADİSİ: Çoruh’un bir kolu olan Mam Suyu’nun oluşturduğu bu vadi ilin önemli ovalarından Düzüker Ovası’nı oluşturmuştur.

Düzüker Ovası: Ova, Çoruh Vadisi’nin, Mam Suyu ile birleştiği noktadan başlar ve Mam Suyu Vadisi’ni izleyerek batı yönünde uzanır. Uzunluğu 35 km’ye ulaşan ovanın, genişliği 10 km’yi geçmez. Yükseltisi Bayburt Ovası’na göre biraz düşük olmakla birlikte yine de 1.000 m’nin üzerindedir. Bir bölümünde sulu tarım yapılmakta ve Bayburt Ovası’nda yetiştirilen ürünler, burada da üretilmektedir.

Çoruh Irmağı, Mam Suyu ile birleştikten sonra, Düzüker Ovası’nın doğu ucundan çok dar ve derin bir vadiye girer ve tabanı hiç genişlemeden il sınırları dışına çıkar. Bu nedenle, uzunluğu yaklaşık 50-60 km’yi bulan vadinin bu kesiminde tarım alanları yoktur.

KELKİT VADİSİ: Kelkit Irmağı’nı oluşturan derelerin açtığı vadiler, Vavuk Dağları’ndan güneybatı ve Çimen Dağı’nın yüksek yaylalarından kuzeybatı yönünde uzanır. Bu vadiler, Kelkit İlçesi yöresinde birleşir. Başlangıçta dar ve derin olan bu vadilerin tabanları kelkit yakınlarında genişlemeye başlar. Vadilerin birleşmesinden sonra taban biraz daha genişler ve Kelkit’ ten sonra Başpınar yöresine dek sürer. Vadinin bu kesiminde tarım alanları, Kelkit Irmağı’nın iki yanında farklı yükseltilerdeki seki düzlüklerine dağılmış durumdadır. Sekiler kısa aralıklarla birbirini izlediğinden tarım alanları geniş ovalık durumunda değildir. Eğimin yüksekliği ve engebelilik nedeniyle, tarım alanları genellikle sulanamadığından, kuru tarım egemendir. Başta tahıl türleri yetiştirilir, sınırlı miktardaki sulu alanlarda da şeker pancarı üretimi yapılır.

Kelkit Vadisi, özellikle Söğütlü yöresinden sonra daralır. Vadi, Şiran Vadisi ile birleştikten sonra dar ve dik Şiran Boğazı’nı yaratır ve il sınırları dışına çıkar.

Kelkit Vadisi’yle birleşen vadinin tabanı, kuzeyden güneybatıya doğru, genişleyerek, çeşitli yükseltide taraça düzlükleri oluşturur. Kelkit yöresinde olduğu gibi burada da, tarım alanları geniş ovalar durumunda değildir ve genellikle sulama olanaklarından yoksundur. Kuru tarımın egemen olduğu yörede, tahıl yetiştiriciliği ve yer yer de meyvecilik yapılır.

HARŞİT VADİSİ: Harşit Vadisi, Karadeniz kıvrım sisteminin il alanında kalan bölümünde, kuzeybatı yönünde yaklaşık 130 km uzanarak denize ulaşan çok dar ve dik bir vadidir. Gümüşhane Dağlan’yla, Vavuk Dağları’mn kuzey yamaçlarından başlayan vadi, hemen derinleşir; fazlaca geniş bir taban oluşturmadan Torul llçesi’ne dek uzanır. Gümüşhane-Torul arasında, yükseltinin birden azalmasına koşut olarak, vadinin sağında ve solunda küçük taraça düzlükleri oluşur. İklimin ılık, yağışın fazla olduğu bu taraça düzlüklerinde, daha çok, meyvecilik yapılmaktadır.

Vadi, Torul’dan sonra, dar ve uzun bir oluk oluşturur. Harşit Vadisi’nin bu kesimine Kürtün Boğazı denir. Kürtün Bucağı’ ndan sonra vadi, iki tarafında küçük tarım alanları yaratacak şekilde genişler ve il sınırları dışına çıkar.

JEOLOJİK YAPI

Gümüşhane il alanı, genellikle değişik tür ve yaşta kültelerle kaplıdır.

Kelkit’in kuzeyi ile Köse Bucağı’nın doğusunda iki küçük alan, Paleozoik yaşlı granit, gnays ve mikaşistlerle kaplıdır. Bunların arasında kuvarsit ve fillitler de bulunur. Şiran ile Gümüşhane arasındaki granit kütlesi de, buna benzer özellikler gösterir. Bu serilerin içinde fosil bulunamamıştır. Bunun başkalaşmadan ileri gelmesi olasıdır. Ayrıca, bu serilerin kalınlığının tektonik etkilerle ve erozyon sonucunda önemli ölçüde azalmış olduğu söylenebilir. Yine de, serilerin kalınlığı 700-800 m’ye ulaşmaktadır.

Bayburt Ovası’nın kuzeyi ile Bayburt llçesi’nin doğusu ve Soğanlı Dağları’mn güney kesimleriyle, Kelkit llçesi’nin kuzeyindeki küçük alanlar, Mezozoik yaşlı malm ve liyas serileriyle kaplıdır. Bu serilerde bol fosil vardır.

Gümüşhane lli’ndeki havzalarda, üst kretase serileri çok geniş alanlar kaplar. Bu seriler, genellikle andezitik ve bazaltik lavlardan, tüflerden ve aglomeralardan oluşan kalın bir örtü halinde bulunur. Kalınlığı 1.000 m’ye ulaşan serinin içinde, kalker ve marndan oluşan ara katlar vardır.

Tersiyer oluşumlarına, torul yöresi, Gümüşhane il merkezinin doğusu ve batısı ile Şiran, Kelkit, Bayburt yörelerinde rastlanır. Bu kesimlerde Tersiyer yaşlı seriler, volkanik üst kretase serisini, yaklaşık 300 m kalınlığında bir tabaka halinde örter. Serilerin yapısında gre, konglomera, kil, marn ve yer yer de kalker bulunur.

İl alanında, Dördüncü Zaman’in başında oluşan eski alüvyonlara, daha çok Kelkit Vadisi ile Mam Suyu’nun yukarı havzalarında rastlanır. Tepe eteklerinde ve birikinti konilerinde çakıllı ve molozlu maddeler, tabanlarda ise ağır killi maddeler yığılmış durumdadır.

Genç alüvyonlara ise Çoruh Vadisi’nde rastlanır. Dik yamaçların eteklerine doğru genişçe bir yayılan gösterirler.

Gümüşhane’de, Yeşilırmak ve Çoruh havzaları, genel olarak tektonik çöküntü alanı içinde kaldığından; Kelkit Irmağı’nın güneyinde kalan kesimlerle, Şiran’ın kuzeyinde ve Bayburt’un güneyinde iki küçük bölge, depremlerin çok olduğu tektonik çukurluklar ve kırıklar dizisi içinde kalmaktadır. İlin öbür kesimleri, ikinci ve üçüncü derece deprem kuşağı içindedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir