Eskişehir

Eskişehir İli, İç Anadolu Bölgesi’nin kuzeybatısında yer alır. 29°58′ ve 32°O4′ doğu boylamları ile 39°06′ ve 40°09′ kuzey enlemleri arasında kalan il; kuzeyden Karadeniz, kuzeybatıdan Marmara, batı ve güneybatıdan ise Ege bölgeleri ile komşudur. Seyitgazi tlçesi’nde küçük bir alan Ege; Sîr.cakaya tlçesi’nin tümü ile Merkez ve Mihalıççık ilçelerinin bir bölümü ise Karadeniz Bölgesi’ne girer. Ama Eskişehir, coğrafi karakterini genellikle, büyük bölümüyle içinde bulunduğu İç Anadolu Bölgesi’nden alır.

Kuzeyden Bozdağ-Sündüken Dağları, güneyden Emirdağ, doğudan Orta Sakarya Vadisi, batıdan Türkmen Dağı gibi, doğal sınırlarla çevrili olan il alanı, yaklaşık;}3.653 km2′dir. Bu alanıyla il, Türkiye topraklarının % 1,8′ini kaplamaktadır. il merkezinin denizden yüksekliği ise 792 m’dir.

Eskişehir İli, güneyden Afyonkarahisar’ın Emirdağ ve Ihsaniye; güneydoğu dan Konya’nın Yunak; doğudan Ankara’nın Polatlı, Nallıhan ve Beypazarı; kuzeybatıdan Bolu’nun Göyük; batıdan Bilecik’in Gölpazarı,Söğüt, Bozüyük ve Kütahya Merkez ilçeleriyle çevrelenmiş durumdadır.

Yaklaşık % 22’sini dağların oluşturduğu il yeryüzü şekilleri içinde ovaların payı % 26 dolayındadır . % 94′ü Tarıma elverişli nitelik taşır.

ESKİŞEHİR YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ

İç Anadolu’nun kuzeybatı köşesinde yer’ alan Eskişehir lli’nin topografik yapısını, Sakarya ve Porsuk havzalarındaki düzlükler ile bunları çevreleyen dağlar oluşturur. Havza düzlüklerini, kuzeyden Bozdağ-Sündüken Sıradağları, batı ve güneyden ise, İç Batı Anadolu eşiğinin doğu kenarında yer alan Türkmen Dağı, Yazılıkaya Yaylası ve Emirdağ kuşatır.

Bu yapı, I. Zaman kütlelerinin, III. Zaman’daki tektonik hareketler sonucu kırılarak yerlerinden oynamasıyla ortaya çıkmıştır.

Dış etmenlerin uzun süren aşındırmaları sonucu vadiler, genellikle derinleşmiştir.Vadi yamaçları hafif eğimli olup yamaç aşınması güçlüdür. Genç oluşumlar dışında, tepelerle sırtların basık ve yuvarlak olduğu ilde, kapalı havza durumu pek görülmez; denize doğru sürekli bir eğim vardır.

ESKİŞEHİR DAĞLAR: Dağlar, Eskişehir il alanının yaklaşık % 22’sini kaplar. III. Zaman’da oluşmuş bu dağlar, ilin ovalarını çeşitli yönlerden kuşatır. Dağlık alanlarda, farklı aşınma ve çözünme sonucu ortaya çıkan şekiller, genellikle belirgindir. Ovalardan dağlara doğru, çeşitli yükseltilerde uzanan platolar vardır.

BOZDAĞ VE SÜNDÜKEN DAĞLARI: İlin kuzeyim, batı-doğu yönünde, Anadolu’nun iç sıradağlarından Bozdağ ve Sündüken dağları kaplar. Sıranın batı ucunu Bozdağ oluşturur. Bu sıra, daha sonra, Sündüken Dağları adını alır ve uzantıları, doğuda, il sınırını oluşturan Sakarya Irmağı’na dek sokulur.

Bozdağ’m en yüksek noktası 1.534 m yüksekliğindeki Türkmenbaba Tepesi’dir. Tilkilik Tepe, Avlanmış Tepe, Göztepe, Türkmentepe ve Çalcabaşı Tepesi ise öbür önemli yükseltilerdir.

Sündüken Sıradağlan’nın en yüksek noktasını, 1.818 m yüksekliğindeki Kızıldağ oluşturur (Şekil 2). Batıdan doğuya doğru bellibaşlı öbür yükseltiler ise Taştepe, Hisar Yaylası, Kaletepe ve Yağararslan Dağı’dır.

Bu kesimde, Sancakaya İlçesi sınırları içinde, Sakarya’nın kuzeyinde kalan bölüm, Köroğlu Sıradağlarının uzantılarıdır. Yamaçları oldukça dik olan bu dağların üzerinde geniş yaylalar vardır. Yörenin başlıca yükseltileri, 1.347 m ile Kartiji Tepesi ve 1.054 m ile Kızıltepe’dir.

SİVRİHİSAR DAĞLARI: Eskişehir lli’nin güneydoğu köşesinde, Sakarya yayının içinden başlayan Sivrihisar Dağlan, güneydoğu kuzeybatı yönünde uzanır. Kaymaz Bucağı’na dek süren Sivrihisar Dağlan eşik görünüşlü bir yayla üzerinde yer alır. Sıradağ, en yüksek noktasına, Sivrihisar tlçesi’nin doğusunda 1.690 m yüksekliğindeki Çal Dağı’nda ulaşır. Sivrihisar Dağlan üzerindeki öbür tepeler ise, Akyokuş Tepesi, Boztepe, Üçtepe, Yumrukçalı Tepe, Sarnıçlı Tepe ve Büyelik Tepe ile Arayıt Dağı’dır.

TÜRKMEN DAGl: Kaymaz Bucağı’ ndan sonra yayla görünümü kazanan geniş eşik üzerinde, yer yer yüksek tepeler görülür. Eskişehir il merkezinin güneyinden başlayan bu yayla görünümlü dalgalı alan, batı yönünde sürer. Sarısu Ovası’nın güneyinde, Küçük Türkmen Dağı’nı oluşturur ve il sınırları dışında Domaniç Dağları ile birleşir. Kaymaz Bucağı ile Eskişehir il merkezi arasındaki en önemli yükselti, 1.282 m yüksekliğindeki Sarıkavakçalı Tepesi’dir. Kentin güneyinde yer alan Koca Kır Yaylası’mn, Porsuk Ovası’na inen etekleri diktir. Porsuk Çayı’ndan batıya doğru, gidildiğinde, 1.255 m yüksekliğindeki küçük Türkmen Dağı’na ulaşılır. Daha batıda ise Kozdoğru Tepesi ile Göktepe bulunur.

Asıl Türkmen Dağı, Porsuk Barajı’nın güneyinden başlar ve uzantıları ile birlikte Sakarya Ovası’na dek uzanır. En yüksek noktası 1.825 m ile Türkmen Dağı Tepesi’dir. öbür önemli yükseltiler Kırgıl Tepe, Kuyu Tepe, Yaylacık Tepe, Deve Eriği Tepe ve Dede Tepe ile Oluk Dağı’dır.

ESKİŞEHİR OVALAR: Eskişehir il alanı, Sakarya Irmağı ile Porsuk ve Sarısu çayları havzâlarını kaplamaktadır. Havzaların denize doğru olan eğimleri fazla değildir. Bu nedenle, akarsular, havzaların yüksek bölümlerinden taşıdıkları maddeleri alçak kesimlerde yığarak çok geniş düzlükler oluşturmuştur. Ovaların, il toplam alanı içindeki payı % 26 dolayındadır. Eskişehir’de ovalar, ovaların çevrelerini kuşatan dağlar ve platolardan oluşan, normal bir topografya görülür.

PORSUK OVASI orsuk Ovası, Kütahya il sınırından başlar, Porsuk Çayı’nın yatağı boyunca kuzeydoğu yönünde uzanır. Eskişehir il merkezinden sonra, doğuya yönelir ve Ankara il sınırına dek sokulur.

Porsuk Ovası, kuzeyden Bozdağ ve Sündüken Dağları; güneyden, Sivrihisar Dağları ve Türkmen Dağı’nın doğu uzantılarıyla çevrilir.

Ova, Kütahya il sınırından Eskişehir il merkezine dek oldukça eğimli, dar bir vadi şeklindedir. Porsuk Çukurluğu olarak adlandırılan bu bölüm, il merkezine yaklaştıkça genişlemeye başlar. Ovanın Muttalip ve Sultandere köyleri arasında yaklaşık 13 km’ye ulaşan genişliği doğuda Çavlum Köyü yakınlarında daralır ve 1 km’ye dek iner. Bu boğazdan sonra, yeniden genişler ve en geniş durumunu burada kazanır. Ovanın genişliği, bu yöredeki Sepetçi ve Fevziye köyleri arasında 21 km’ye ulaşır. Daha sonra yeniden daralmaya başlayan ova, özellikle, Refahiye Köyü’nden sonra dar bir vadiye dönüşür.

Batı-doğu yönünde eğimli olan, Porsuk Ovası’nda eğim fazla değildir. Ova’nın denizden yüksekliği Sultandere Köyü yöresinde 836 m, Söğütönü yöresinde ise 835 m’dir. Porsuk Çayı’nın Sakarya Irniağı’na karıştığı yerde, ovanın yüksekliği 650-700 m arasında değişmektedir. Yani, ovadaki en büyük yükselti farkı yaklaşık 125 m’dir.

Kalın alüvyal bir toprak tabakası ile kaplı olan Porsuk Ovası, çok verimlidir. Ovada buğday arpa, çavdar, yulaf, mısır, pirinç ve şeker pancarı ekimi yapılır.

SARISU OVASI: Porsuk Ovası’nınbatı uzantısıdır. Sarısu Çayı’nın her iki yanında kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanır.

Kuzeyden Bozdağ, güneyden Küçük Türkmen Dağı ile çevrili olan ovanın denizden yüksekliği 840 m’dir. İnönü’nün kuzeyinden başlayan ova, doğu yönüne akışlıdır ve fazla eğimli değildir. Sarısu Ovası’nın en geniş yeri İnönü ile İstasyon arasındadır. Burada yaklaşık 4 km genişliğe ulaşır. Doğuya gidildikçe yavaş yavaş daralır. Sarısu Ovası, Okubalı yöresinde bir boğazı aştıktan sonra yeniden genişler. Ova, Eskişehir il merkezi yakınlarındaki Karagözler Köyü’nün batısında, Porsuk Ovası ile birleşir.

Kalın alüvyal topraklarla kaplı Sarısu Ovası’nda daha çok, buğday, arpa, çavdar, mısır, pirinç ve şeker pancarı ekimi yapılır.

YUKARI SAKARYA OVASI: İlin güneybatısında yer alan Yukarı Sakarya Ovası, PorsttlTÖvası’ndan sonra Eskişehir’ in en geniş düzlüğüdür. Yukarı Sakarya Ovası, kuzeyden Sivrihisar Dağları ve Türkmen Dağı’nın kuzey uzantıları; batıdan Türkmen Dağı’nın doğu uzantıları; güneyden ise Emirdağ’la çevrilidir. Bu geniş düzlüğün denizden yüksekliği 800-1.000 m arasındadır.

Yukarı Sakarya Ovası, doğudaki Yağverviran ve Gerenli köyleri yöresinden, Sivrihisar ilçe merkezine doğru sokulur. Ovanın, başlangıçta 14 km olan genişliği, Sivrihisar’ın kuzeyinde 4 km’ye düşer.

Yukarı Sakarya Ovası, Porsuk Ovası gibi tam düz değildir. Ovadaki en belirgin kabartı, Mahmudiye llçesi’nin batısındaki 1.301 m yüksekliğindeki Kırgız Dağı’dır. Yine aynı yörede Congerçalı ve Çerkezçalı tepeleri bulunmaktadır. Çifteler ilçe merkezinin güneydoğusunda en yüksek noktasına ulaşan Çal kütlesi, uzantıları ile birlikte, çok geniş bir alanı kaplar.

Yukarı Sakarya Ovası’nın en geniş yeri, Aksaklı ve Yukarı Kepen köyleri arasındadır. Bu kesimde genişliği 76 km’ye yaklaşır.

Yer yer kalın bir toprak tabakası ile kaplı olan ova, Sarısu ve Porsuk ovaları kadar verimli değildir. Yukarı Sakarya Ovası’nda genellikle buğday, arpa, çavdar, mısır, susam, ayçiçeği ve şeker pancarı ekimi yapılmaktadır.

ESKİŞEHİR YAYLALAR: İlde, yaylalık alanlar, Türkmen Dağı’nın doğu uzantıları ile Bozdağ Sündüken dağları üzerindedir. Porsuk ve Sakarya havzalarını birbirinden ayıran Sivrihisar Dağları üzerinde de yaylalık alanlar vardır.

Eskişehir il alanı daha çok platolar ve dağlarla kaplıdır. Yaylalar, il topraklarının % 0,6 gibi çok küçük bir bölümünü kaplar.

ESKİŞEHİR VADİLER: Eskişehir İli, Sakarya ve Porsuk havzaları ile bu havzaları çevreleyen dağlardan oluşur. Bu nedenle, il toprakları, ana vadiler ve bu vadilerle birleşen çok sayıda küçük vadilerce parçalanmış durumdadır.

SAKARYA VADİSİ: Havzanın sularını toplayan, Sakarya Irmağı’nın aktığı vadidir. Sakarya Vadisi, Sakarya Irmağı’nın ilk kaynak alanlarında, yani Türkmen Dağı kütlesinin doğu uzantıları üzerinde, dar ve derindir. Seyitgazi yöresinden sonra, vadi tabanı genişler ve doğuda Ankara il sınırına dek uzanır. Bu bölümde, vadinin geniş tabanı üzerinde Yukarı Sakarya Ovası yer alır.

Sakarya Vadisi, Ankara il sınırı yakınından kuzeye döner ve Porsuk Çayı ile birleşir. Vadinin bu kesimine Orta Sakarya Vadisi denir. Kimi bölümlerinde görülen kanyon yapı ile tarım alanları taraçalar oluşturmuştur. Denizden yüksekliği 250 m olan Orta Sakarya Vadisi’nin genişliği, 200 m ile 2 km arasında değişir.

Sakarya Irmağı’na kuzeyden ve güneyden karışan derelerin aktığı pek çok vadi vardır. Bunlardan özellikle, Sivrihisar Dağlan ‘nın kuzey yamaçlarından kaynağını alan derelerin aktığı vadiler, dik ve derindir.

Sakarya Vadisi’nde yükselti, genel olarak, ilin öbür bölümlerine göre düşüktür. Vadide baharlar oldukça kısadır. Yaz mevsimi, mayıs ve.eylül aylarının yaz aylarına katılmasıyla uzar. Yazların sıcak ve uzun olması, Eskişehir’in öbür kesimlerinde yetiştirilemeyen bazı tarım ürünlerinin vadide yetiştirilmesini olanaklı kılmaktadır.

PORSUK VADİSİ: Bu vadi, iki kol halinde, Kütahya ve Bilecik illerinden, Eskişehir topraklarına girer. Söz konusu iki kol Eskişehir’in batısında birleşir ve asıl Porsuk Vadisi’ni oluşturur. Vadi, doğu yönünde uzanarak, Sakarya Vadisi ile birleşir.

Porsuk Vadisi, il sınırları içinde genellikle geniş bir taban oluşturur. Bu geniş tabanüzerindeBarısu ve Porsuk ovalan yer alır.

AKARSULAR: İlde, yeryüzü şekillerinin oluşturduğu topografyanın doğal sonucu olarak, gelişmiş bir akarsu ağı vardır.

Türkiye’nin en önemli akarsularından olan Sakarya Irmağı, aynı zamanda ilin de başlıca akarsuyudur. Çok sayıdaki kolları içinde en önemlisi Porsuk Çayı’dır.

İlde, sürekli akarsu kaynaklarının dışında kalan ama Eskişehir lli’nin yeryüzü şekillerinin oluşumunda büyük etkisi olan çok sayıda dere ve çay vardır, özellikle düzlükleri çevreleyen dağ ve yayla gibi yükseltilerin eteklerinde yer alan bu dereler, yağışların arttığı ve karların eridiği zamanlarda kabararak taşkınlara neden olur.

SAKARYA IRMAĞI: Sakarya Irmağı, Çifteler ilçesi’nin 4-5 km güneydoğusunda yer alan ve “Sakaryabaşı” denilen kesimden çıkar. Sakaryabaşı’nda, birbirine yakın beş kaynak vardır. Kaynakların suları sıcaktır ve ısıları 19,5°C ile 25°C arasında değişir.

Sakaryabaşı ana kaynağı ile Gökgöz, Kırkgız, Ilıksu ve Göztaşı kaynakları, daha sonraları yapay bir gölette toplanmıştır. Bu gölette, elektrik enerjisi üretilen bir türbin bulunmaktadır. Asıl Sakarya Irmağı bu noktadan sonra başlar.

Sakaryabaşı kaynakları; önce Bardakçı Suyu sonra Seydisu ve Sarısu’yla birleşir. Güneydoğu yönünde akan Sakarya Irmağı, Nasriye Köyü yöresinde güneye yönelir ve Dedemözü Deresi’ni alır. Aktaş yakınlarında, Konya tli’ndeki Akgöl’den gelen Gölpınar Deresi’ni de alan ırmak, Ankara-Eskişehir il sınırlarını oluşturacak şekilde kuzey yönünde akışını sürdürür.

Bu kesimde, Sakarya Irmağı’na, doğudan Çıralıözü ve Ilıcaözü dereleri ile batıdan, Sivrihisar Dağları’ndan inen Çardaközü Deresi katılır.

İlin kuzeyinde kalan Beylikköprü’den sonra, Sakarya Irmağı, Ankara il topraklan içinde kalır ve batıdan en önemli kolu olan Porsuk Çayı’nı alır. Kuzeydoğudan gelen Ankara Çayı’nı aldıktan sonra, batıya yönelir ve yine il sınırını oluşturacak şekilde akar. Sarıyar Barajı yöresinde ırmağa kuzeyden Kirmir, güneyden ise İn Deresi katılır. Sarıyar Barajı’ndan sonra dar ve derin bir vadide akan Sakarya, Alpagut Köyü’nün batısında Bilecik il topraklarına girer.

Sakarya Irmağı’nın kaynağı denizden yaklaşık 850-900 m yüksektedir. Irmağın, ilin Ankara ile sınırını oluşturacak şekilde kuzeye yöneldiği noktada yükselti 750 m’dir. Sarıyar Barajı yöresinde 500 m olan ırmağın, yükseltisi, Bilecik il sınırında 250 m’ye dek düşer.

Sakarya Irmağı, Porsuk Irmağı ile birleşmesinden önceki akışı sırasında, saniyede ortalama 27 m3 su akıtmaktadır. Irmağın bir yılda akıttığı ortalama su miktarı ise 855 milyon m3′tür.

PORSUK IRMAĞI: Porsuk Irmağı başlıca iki koldan oluşur. Bunlardan ilki Porsuk Suyu’dur. Porsuk Suyu’nu oluşturan dereler Murat Dağı’ndan çıkar. Daha sonra, Altıntaş Ovası’na inerek kuzey yönünde akan ırmak, Kütahya il merkezinin 3 km kadar kuzeyinde, batıdan gelen ikinci kolla birleşir.

Porsuk Irmağı, Eskişehir il sınırlarına, İncesu Köyü’nün kuzeybatısındaki Kalburcu Çiftlikleri yöresinde girer.

Eskişehir il merkezi yakınlarına dek dar ve derin bir vadide akan ırmağın bu yörede eğimi azalır. Bu durum Sakarya Irmağı’yla birleşinceye dek sürer. Porsuk Irmağı, il merkezine girmeden önce batıdan gelen Sansu’yu alır. Kentin ortasından geçtikten sonra, Eskişehir Ovası’nda doğu yönünde akan ırmağın, il merkezinden Sakarya’ya kavuşuncaya dek kuzeyden ve güneyden aldığı kollar önemlidir. Bunlar, kısa, dar ve su miktarları da düşüktür. Eskişehir Ovası’nın kuzey ve güneyindeki dağlardan inen geçici akars ulardır.

Porsuk Irmağı, Eskişehir il merkezinde, saniyede ortalama 10 m3 su akıtmaktadır. Irmağın yıllık ortalama akıttığı su miktarı ise 300 milyon m3′tür. Porsuk yaz aylarında bazen tümüyle kurur. Bunun nedeni, ırmağın ana yatağı üzerinde kurulmuş olan Porsuk Barajı’dır.

Porsuk Irmağı’na, il sınırları içinde karışan önemli kollar ise şöyle sıralanabilir: İnönü’nün güneyindeki dağlık yörelerden çıkan Kunduzlar Çayı, Kütahya il sınırı yakınında, Nedimbey Çiftliği yöresinde Porsuk’a karışır. Kütahya Merkez ilçesi’nin sularını toplayan Kargın Deresi, Gökçekısık İstasyonu yöresinde Porsuk’la birleşir. Kargın Deresi, sık sık taşkınlara ve zarara neden olduğundan, Porsuk Barajı göl alanına çevrilmiştir. Türkmen Dağı eteklerinden çıkarak, Uluçayır Köyü yöresinde Porsuk’a karışan Ilıcasuyu Deresi ile Eskişehir Merkez İlçe sınırları içinden çıkan ve Kızılinler Köyü yöresinde Porsuk’a karışan Mollaoğlu Deresi üzerinde, taşkın önleme çalışmaları yapılmıştır. Mollaoğlu Deresi üzerinde, Musaözü Köyü yakınında, sulama amaçlı küçük bir baraj yapılmıştır.

ESKİŞEHİR GÖLLER: İl sınırları içinde önemli bir göl yoktur. Sakarya ve Porsuk ırmaklarında, yatak eğimi, yer yer çok düşer. Bu durum, eğimin azaldığı yerlerde, sazlık ve bataklıklar oluşmasına yol açar. Porsuk ve Yukarı Sakarya ovalarında, varolan bataklıklar kurutulmuş ve tarıma açılmıştır. İldeki öbür bataklık ve sazlıklarda ise çalışmalar sürmektedir.

Sakarya Irmağı üzerinde, Aktaşköprü ile Kavuncu Köprüsü arasında, eğim azlığı nedeniyle oluşan geniş bataklığın bir bölümü kurutulmuş olmakla birlikte, yine de 3.000 hektarın üzerinde bataklık alan vardır.

Eskişehir ili’nde, DSİ’ce yapılmış, baraj, gölet ve sel kapanları bulunmaktadır.

GÖKÇEKAYA (SARIYAR) BARAJI: Eskişehir’in kuzeydoğusunda ve Sakarya Irmağı üzerindeki Gökçekaya Barajı Merkez llçe’ye 90 km’lik, iyi durumda olan bir yolla bağlıdır. Baraj, Gökçekaya Köyü yöresindeki derin vadinin kapatılmasıyla oluşturulmuştur. Gökçekaya Barajı elektrik üretmek amacıyla yapılmıştır. 100′er megavatlık üç üniteden oluşan hidroelektrik santral yılda yaklaşık 562 milyon kilovat saat elektrik enerjisi üretmektedir. Yüksekliği 115 m olan barajın, üst uzunluğu 366 m, depolayabileceği su miktarı ise 910 m3′tür.

PORSUK BARAJI: İl merkezinin güneybatısında, Porsuk Çayı üzerinde 1949′da yapılmıştır. Porsuk Barajı başlangıçta, yalnızca sulama amacıyla yapılmıştı. Daha sonraları, taşkınları daha etkin biçimde kontrol edebilmek, kentin ilerideki içme ve kullanma suyunu karşılayabilmek için gövdesinin yükseltilmesine karar verilmiş, yapım 1972′ de tamamlanmıştır. Barajın yeni yüksekliği 49,7 m olup, 525 milyon m3 su toplayabilmektedir.

Porsuk Barajı’ndan, Eskişehir Ovası’ ndaki 30.000 hektarın üzerindeki toprak sulanmakta, ayrıca kentin içme suyu da sağlanmaktadır. Balık da üretilen baraj gölünün çevresi ise dinlenme yeri olarak düzenlenmiştir.

MUSAÖZÜ BARAJI: Eskişehir’in güneybatısında, Porsuk Irmağı’nın kollarından Mollaoğlu Deresi üzerinde kurulmuştur. Baraj toprak gövdeli olup yüksekliği 19 m’dir. Üstü 253 m uzunluğunda ve 7 m genişliğinde olan Musaözü Barajı 1,56 milyon m3 su depolayabilmektedir. Sulama ve taşkın önleme amacıyla kurulmuş bir barajdır. Baraj suyundan, yaklaşık 350 hektar alan sulanmakta; çevresi dinlenme yeri olarak düzenlenmiş olan baraj gölünde balık üretilmektedir.

DODURGA (DARIDERE) BARAJI: Porsuk irmağı’nın kollarından olan, Sarısu üzerinde kurulmuştur. Baraj sulama ve taşkın önleme amacına yöneliktir. Baraj yeri Bilecik il sınırlan içinde kalmasına karşın, yararlanma alanı Eskişehir lli’dir.

Toprak dolgu tipinde olan Dodurga Barajı’nın yüksekliği 25,5 m; depolama oylumu ise 21,50 milyon m3′tür. Baraj suyundan yaklaşık 1.670 hektar toprak sulanmaktadır.

Bu baraj gölleri dışında ildeki küçük yan dereler üzerinde, DSt’ce, sulama amaçlı iki gölet ile taşkın önleme amaçlı bir sel kapanı da yapılmıştır.

YUKARI KARTAL GÖLETİ: Eskişehir’in batısında, Yukarı Kartal Köyü çevresinde yapılan gölet, toprak gövdeli bir depolama tesisidir. Yaklaşık 15 m yüksekliğinde olan göletin sularıyla 83 hektar tarım alanı sulanmaktadır.

KARACAÖREN GÖLETİ: Seyitgazi ilçesi’nin Karacaören Köyü çevresinde yapılmış, sulama amaçlı küçük bir barajdır. Toprak gövdeli, 15,25 m yükseklikte bir depolama tesisi olan göletin sularıyla, yaklaşık, 120 hektar alan sulanmaktadır.

ULUÇAYIR SEL KAPANI: Bu sel kapanı, Porsuk ırmağı’nın kollarından Ilıcasu üzerinde kurulmuştur. Toprak gövdeli ve 19 m yüksekliktedir. Ilıcasu Deresi’nden Eskişehir’e yönelik taşkınları önlemek amacıyla kurulan kapanın, taşkın önleme oylumu yaklaşık 1,9 milyon m3 ‘tür.

Texier’in Küçük Asyası’nda Lületaşı
Sangarios (Sakarya) Nehri, Çubuk Suyu ve Ankara Çayı sularını aldıktan sonra, kıyıları daima sularla kemiriien balçık bir yatak içerisinde akar; sol kıyısı az yüksek ve kaba deniz kalkerinden teşekkül’etmiş tepelerle çevrilmiştir; sağ kıyısı, İki kolunu aldığı noktadan mansabına kadar kemir i İm iş balçık arazidir; bu çok büyük ve geniş tabaka yerin bütün arızalarını takip ettiği gibi, kendi kendine de çeşitlilik gösterir. En üst tabakası özlü ve şurasında burasında kalker karışmış balçıktır.

O kadar kalın olmayan ve yerin 10-12 metre altında bulunan tabaka yeşilimsi beyaz renkte ince ve yeknesak bir balçıktır. Hamamda ve ev işlerinde sabun yerine kullanılır.

Kalınlığı 1 metreyi geçmeyen ikinci balçık tabakasının altında daha zengin ve daha verimli diğer bir damar vardır; bu damar halk dilinde “deniz köpüğü” denilen ve mineraloji terminolojisinde “siücate de magnesie” adı verilen ‘lületaşı” dır. Bu taşın kullanılması çubuk ve lüle, bugün sigara ağızlığı yapmak suretiyle Avrupa’ca tanınır; bunun bilinen damarları pek az, yani biri Macaristan’da ve diğeri Yunanistan’ın Teb kenti civarında olmak üzere iki üç yerden ibarettir. Fakat bu Mihalıç’taki (Mihalıççık) cinsi kuşkusuz en güzeli en safi ve en beyazıdır.

Bu madde sürekli ve düzenli bir tabaka oluşturmaz; 15-20 metre derinliğinde kuyular açılarak çıkartılır ve simektik (smectique) denilen balçık içinde yuvarlak taş halinde serpilmiş olarak bulunur; bundan bir kadem (hacminde) yekpare parça bulunduğu pek enderdir. Ham çıkarıldığı zaman üzeri yumuşak ve topraklı bir zarf, bir kılıf ile kaplıdır ve ekseriyakütlelerçok düzensiz biçimdedir. Lutetaşının kuyular açarak çıkarılması hemen 100 kilometreden fazla uzunluğu ve çeşitli genişlikte tabanı bulunan ve hepsi Sangarios’un sağ tarafında olan bir alanda icra olunur. Eskişehir’in kuzeydoğusundaki ovalarda ve Eskişehir’den 48 kilometre uzaklıktaki İnönü köyünde sayısız kuyular vardır. Taşocağı Sepetçi Köyü’nde açılmıştir.Bu köy Kabe ile Eskişehir yolu üzerindedir. Buradaki kuyular 20 m derinliğindedir. fnönü’dekiler bu derece derin değildir. Balçık tabakasının bütün yüzünde aynı damarların uzanıp uzanmadığı bilinmemektedir…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir