Genellikle dağlık ve yüksek olan Kars yöresindeki vadiler, daha çok çöküntü olukları boyunca oluşmuştur. Bir çöküntü oluğundan öbür çöküntü oluğuna atlayan büyük akarsu vadilerinin tabanlarına sıralanmış ovalardan, İğdır ve Posof ovaları dışındakilerin tarımsal açıdan önemi yoktur. Bu ikisi dışındaki ovalar 1.800 metre yükselti kuşağının üzerindedir. Kışlan çok sert ve uzun geçen bu ovalarda yazlar da kısa ve serindir. Arpa ve buğday dışında öbür tarım ürünlerinin yetişmesine olanak vermeyen bu yüksek ovalar mera olarak değerlendirildiklerinden hayvancılığın gelişmesinde önemli rolleri olmaktadır.
ARAŞ VADİSİ: Tekman Yaylası ve Pasinler yöresinden başlayan Araş Vadisi, batıya yönelen Karasu Vadisi’nin tersine doğuya doğru gider. Ana çöküntü olukları boyunca Kars’a giren vadi, daha sonra ülke sınırları dışına çıkarak Hazar Denizi’ne dek uzanır. Bu vadide iki önemli ova vardır. Bunlardan biri Erzurum’da kalan Pasinler Ovası, öbürü Kars’ta kalan İğdır Ovası’dır.
Araş Vadisi, Erzurum-Pasinler Ovası’n-dan sonra daralır ve uzun bir boğaz şeklini alır. Vadi buralarda çok derin ve sarptır. Her iki yanda çıplak kayalar yükselir, birkaç küçük köyden başka yerleşme de görülmez. Araş Vadisi’nin bu yapısı Kağızman yakınlarına dek sürer. Vadinin Sarıkamış-Kara-kurt Bucağı’na dek olan kesimine Çilehane Boğazı, Karakurt-Kağızman arasına ise Zaraphane Boğazı adı verilir. Araş Vadisi’ nin az kar alan Zaraphane Boğazı bölümündeki akarsu yakınlarına kış için “kom”lar kurulur. İklimi bir ölçüde yumuşak olan bu yörede, erik, elma, kayısı, armut ve ceviz yetiştirilir. Karakurt-Kağızman arasında Araş Vadisi’ne kuzeyden ve güneyden çok sayıda küçük vadi açılmaktadır. Kağızman’ da Araş Vadisi’ne açılan Bayram Deresi Vadisi bunların önemlilerindendir. Bu vadinin tabanı oldukça geniştir ve Bayram Düzü adını almaktadır. Burada buğday, arpa, çavdar ve ot yetiştirilmektedir. Düzlüğün en çukur kesiminde yer alan Kötek’te az da olsa armut, erik, dut, kayısı, ceviz, ve vişne yetişir.
Araş Vadisi Bayram Deresi Vadisi’nden sonra, yavaş yavaş genişlemeye başlar. Genişleyen bölgede suyun iki yanında şerit halinde tarım topraklan uzanır. Kağızman’ da güneyden Araş Vadisi’ne açılan Kağızman Deresi Vadisi, tarımsal etkinlikler açısından çok önemlidir. Ana vadi tabanından 200-300 metre daha yüksekte olan Kağızman Deresi Düzlüğü’nde meyve ve sebze bahçeleri kurulmuştur.
Araş Vadisi, Kağızman’ı geçtikten sonra Akçay yöresinde yeniden daralmaya başlar ve bir boğaza dönüşür. Bu yapı încesu’ya dek sürer. Bu kesime Boğum Boğazı adı verilmektedir. Gaziler Bucağı’ndan sonra genişlemeye başlayan vadi, Sovyet sınırında Arpaçay Vadisi ile birleşir. Bu noktadan sonra çok genişleyen vadi tabanında Doğu Anadolu’nun en önemli ovalarından Iğdır Ovası yer alır.
Iğdır Ovası: Araş Irmağı’nın Türkiye topraklarından çıktığı yerde, vadinin güney kenarı boyunca uzanan, güneyden Büyük ve Küçük Ağrı dağları, Çengel Gediği, batıdan Söğütlü Kırı ile çevrelenen düz alana Iğdır Ovası adı verilir. Eskiden bölgenin merkezi Sürmeli olduğu için buraya Sürmeli Çukuru deniliyordu. Erzurum’dan Hazar Denizi’ne dek uzanan Araş Vadisi’nin orta bölümünü oluşturan İğdır Ovası, vadi tabanının Türkiye topraklarında kalan güney kesimini kaplamaktadır. Yüzölçümü 650 km2′ye yaklaşan İğdır Ovası, bir çöküntü alanıdır. Aras’ın ve öbür küçük akarsuların taşıdığı alüvyonlarla dolmuştur. Ayrıca, Ağrı Dağları’ndan inen volkanik maddelerin de ovanın oluşmasında önemli rolü vardır. Bu nedenle, ova toprağı çok verimli olmasına karşın, kurudur ve sulanması zorunludur. Ova iklim özellikleri açısından Kars İli bütününden farklı özellikler taşımaktadır.
Iğdır Ovası’nın tümü, Araş Irmağı’nca sulanmaktadır. Pamuk, pirinç, buğday, arpa ve her türlü meyve ile sebze yetiştirile-bilen İğdır Ovası, ilin ve bölgenin en önemli tarım alanı durumundadır.
Iğdır Ovası’nda, hayvancılık da yapılmaktadır. Ova, kışlar pek sert geçmediğinden ve toprağın karla örtülü süresi çok kısa olduğundan hayvanların barınmasına elverişlidir. Yaz aylarında sıcaklar başlayınca, hayvanlar güney ve güneybatıdaki daha serin yaylalara çıkarılmaktadır.
KARS ÇAYI VADİSİ: Sarıkamış’ın batısında kalan Soğanlı Dağı’nın eteklerinden başlayan Kars Çayı Vadisi, önce doğu, sonra kuzeydoğu yönünde uzanır. Bu kıvrım yerinde vadi iyice daralır ve bir boğaz şeklini alır. Yolgeçmez Boğazı adı verilen bu dar vadi, Çatak bölgesinde genişlemeye başlar. Bu genişleyen vadi tabanında Kars Ovası uzanır. Kars’tan sonra vadi yeniden daralmaya ve dikleşmeye başlar. Vadi, Kars, Keçebörk ve Şahnalar boğazları adlarını alır. Çıldır Gölü yakınında yeniden genişleyen vadi tabanı Arpaçay Düzlüğü’ne dönüşür. Arpaçay Düzlüğü’nde vadiye kuzeyden gelen Cara Deresi Vadisi açılır. Vadi bu noktadan sonra güneydoğuya kıvrılır ve Şuregel Platosu’nda Sovyet topraklarından gelen Arpaçay Vadisi ile birleş ir. Her iki vadi birleştikten sonra Sovyetler Birliği ile sınırı oluşturacak şekilde güneye doğru uzanır ve Tuzluca’nın kuzeyinde Araş Vadisi’yle birleşir.
Kars Ovası: Selim llçesi’nin güneybatısında yer alan Yolgeçmez Boğazı’ndan başlayan Kars Ovası, doğuda Arpaçay Düzlüğü’ne dek sürer. Kabaca üçgen şeklindeki bu ova, yer yer kesintiye uğramakla birlikte doğuda Kars Deresi Vadisi aracılığıyla Sovyet sınırına, batıda ise Sarıkamış’a dek uzanır.
Kars Ovası, Doğu Anadolu ovalarının en genişidir. Alanı 2.500 km2′ye ulaşan bu ova değişik kesimlerinde değişik adlarla anılır. Çıldır Gölü’nden inen Cara Deresi’nin oluşturduğu düzlüklere Zaruşad Düzleri adı verilir. Cara Deresi Vadisi ile Kars Çayı Vadisi’nin birleştiği bu noktadan Sovyet sınırına dek olan kesime Şuregel Düzlüğü, kavşaktan Kars Merkez’e dek olan bölüme Başgedikler Düzü, Kars Merkez’den Selim İlçesi’ne dek olan yöreye de Kars Düzü adı verilmektedir. Selim İlçesi’nden Allahüek-ber Dağları’nın eteklerine dek olan kesimde Ağçakale, Sarıkamış’ın doğusunda ise Han-çerli düzleri uzanmaktadır.
Kars Ovası’nın yükseltisi Sarıkamış yöresinde 2.100 metreden başlar, doğuda Şuregel Düzlüğü’nde 1.500 metreye dek iner. Tabanı epeyce düz olan ova,dışa doğru gidildikçe dalgalı bir yapı kazanmaya ve yükseltisi artmaya başlar.
Kars Ovası, Allahüekber Dağları-Kısır Dağı-Akbaba Dağı ile Sarıkamış-Kars Platosu arasındaki doğuya doğru açılan büyük çöküntü oluğunda yer alır. Bu ova, hem yüksek, hem de Karadeniz iklim etkilerinden uzaktır. Bu nedenle, kışlar uzun, çok soğuk, yazlar kısa ve serin geçer. Ova yüzeyi, volkanik oluşumların çürümesi ile ortaya çıkan,her yıl üzerinde yetişen otlarla çayır bitkilerinin toprağa karışmasıyla sürekli kalınlaş an ve humuslaş an bir toprak tabakasıyla kaplıdır. Ama, yükselti ve topografya nedeni ile Kars Ovası’nda arpa ve buğday dışında tarım ürünleri pek yetişmez.
Kars Ovası, tarla bitkileri tarımına olanak tanımaz. Ama hayvancılık açısından çok önemlidir.
KURA VADİSİ: Kura İrmağı Ana Vadisi, Göle çevresindeki dağlardan inen çeşitli kollar halinde başlamaktadır. Göle’yi de kapsayan çöküntü alanı yakınında bu vadilerin tümünün tabanları birden genişlemekte ve birbiriyle birleşmektedir. Çöküntü alanında vadi tabanlarının birleştiği yüksek düzlükte Göle Düzü (Göle Ovası) oluşmuştur.
Göle Ovası’ndan kuzeybatıya doğru, Kura Irmağı Vadisi daralmaya ve dikleşmeye başlar. Vadinin bu kesimine Sarmi Boğazı adı verilir. Uğurlu Dağ ile Yalnız-çam Dağları arasındaki dar koridordan sonra Kura Irmağı Vadisi, doğu yönüne döner ve genişlemeye başlar. Vadinin bu kesiminde Ardahan Ovası yer alır. Ardahan İlçesi’ni geçtikten sonra,vadi yeniden biraz daralır. Daha sonra genişler. Sevimli yakınında, Kura Irmağı Ana Vadisi’ne kuzeyden gelen Maçkap Çayı ve Ay Deresi vadileri açılır. Maçkap ve Ay Deresi vadileri ile öbür küçük akarsuların oluşturduğu vadi tabanları Hanak yakınında genişleyerek birleşir. Damal-Haçuvan ve Hanak düzleri (ovalan) bu vadi tabanlarında yer alır.
Kura Irmağı Vadisi daha sonra kuzeydoğuya dönerek, Kurtkale’nin kuzeyinden ülke sınırlan dışına çıkmaktadır.
Göle Düzü (Göle Ovası): Yukarı Kura İrmağı Vadisi boyunca sıralanan ovaların ilki Göle Ovası’dır. Bu, dağlarla çevrili yüksek düzlük, Kura Vadisi’nin doğrultusuna uygun olarak kuzeybatı yönünde uzanmaktadır. Alanı 150 km2′ye ulaşan Göle Düzü’nün, yükseltisi 2.000-2.100 metreye çıkmaktadır. İlkbahar ve yaz başlarında karların erimesi ile ovada geniş bataklıklar oluşur. Özellikle ovanın doğu kesimi göl halini alır. Göle Düzü ülkenin en soğuk yerlerindendir. Bu dört yanı yüksek dağlarla çevrili çöküntü alanında, atmosfer hareketleri yok denecek denli azdır. Kış aylarında daha ağır olan soğuk hava dibe çökmekte ve uzun süre kalmaktadır. Bu nedenle ovada tarla tarımı yapılamaz. Ancak, sınırlı düzeyde arpa ve buğday ekilmektedir. Buna karşılık daha fazla yağış alan ve zengin otlarla kaplı olan kesimde hayvancılık çok ileridir.
Ardahan Düzü (Ardahan Ovası): Ardahan İlçesi’nin de yer aldığı Kura Irmağı Vadisi boyunca uzanan geniş düzlüğe Ardahan Ovası adı verilir. Bu ova güneybatı-kuzeydoğu yönünde uzanan yüksek bir düzlüktür. 180 km2′ye ulaşan Ardahan Düzlüğü, çevre dağlardan inen akarsuların taşıdığı alüvyonlarla oluşmuştur. Ovanın ortasından akan Kura Irmağı ile buna güneyden ve kuzeyden katılan akarsular, ilkbaharda taş arak ovanın birbölümünüsular altında bırakır. Yaz başlarında bu sular çekilir ve ovada zengin çayırlar gelişir. 1.800 metre yükseltili Ardahan Düzü’nde kışlar çok sert, kısa süren yazlar ise serin geçmektedir. Yükselti ve topografya, tarla tarımını önemli ölçüde kısıtlamakta, yalnızca arpa, buğday ve bir miktar da patates üretilmektedir. Ovanın büyük bölümü otlak ve çayırlarla kaplı olduğundan, yörede hayvancılık çok gelişmiş durumdadır.
Haçuvan Düzü: Kısır Dağı’nın batı yamaçlarıyla Ardahan Düzü arasında yer alan kesime Haçuvan Düzü (Ovası) ad verilir. Uzunluğu 15 km dolayında olan ova. dar bir vadi tabanı şeklindedir. Ardahan Düzü yakınında dalgalı ve ormanlık bir alan bulunmaktadır. Ovanın yükseltisi 2.000 metrenin üzerinde olduğundan iklim çok serttir. Tarla tarımı son derece kısıtlı olup yalnızca arpa ve buğday üretilebilmektedir Buna karşılık suyu boldur ve otlaklar çoktur.
Damal ve Hanak Düzleri : Ovalar Ardahan Düzü’nün kuzeybatısında Posof yolu üzerinde ardı ardına iki küçük düzlük vardır. Bu iki düzlüğün tümüne Meşe Ardahan Düzü denilmektedir.
Kuzeyde yer alan Damal Düzü küçük bir ovadır. Genişliği 10 km’yi geçmez. Kuzeyden güneye alçalan ve hafif dalgalı bir yapısı olan HamalDüzü’nün yükseltisi 2.000 metrenin üzerindedir. Kışları çok sert geçen Damal Düzü’nde tarla tarımı yok denecek kadar azdır. Zengin ot ve çayırlarla kaplı düzlükte hayvancılık için her türlü, olanak vardır.
Damal Düzü, dar bir vadi ile Hanak Düzü’ne açılmaktadır. Biraz daha geniş olan Hanak Düzü’nün alanı 20 km2′dir. Burası Damal Düzü’nden biraz daha çukurda kalmakta ve sınırlı düzeyde buğday, arpa ve çavdar üretimi yapılmaktadır. Geniş bölümü otlak ve çayırlarla kaplı düzlükte temel uğraş hayvancılıktır.
Kura Irmağı Vadisi’nde, bu yüksek düzlüklerin dışında Kamera Dağı’nın hemen güneyinde, otu ve suyu bol Çitre Düzü ile Keldağ’ın güneyinde yer alan ve genellikle çayırlarla kaplı Uğuzun Düzü vardır.
POSOF ÇAYI VADİSİ: Posof yöresini güneybatıdan sınırlayan ve Yalnızçam Dağları’nın uzantısı olan Seçedil Dağı’nın doğu eteklerinden başlayan Posof Çayı Vadisi, kuzeydoğu yönünde uzanır. Daha sonra biraz genişleyen vadi tabanı, Karadeniz yönünden açılan öbür küçük vadi tabanla-rıyla birleşir. Bu vadi tabanları Posofun verimli tarım alanlarıdır. Doğuya dönen vadi Gümüş kavak’ın doğusundan ülke sınırları dışına çıkar. Genelde yüksek ve soğuk olan bu yöre bir ölçüde Karadeniz ikliminden etkilenmektedir. Böylece, çöküntü alanında ve vadi tabanlarında yer alan küçük tarım alanları, iklimin sert etkilerinden korunabilmektedir. Buralarda başta patates olmak üzere mısır ekilmekte ayrıca, meyvecilik de yapılmaktadır .